Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/25019 Esas 2015/7401 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/25019
Karar No: 2015/7401
Karar Tarihi: 14.10.2015

Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/25019 Esas 2015/7401 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, hırsızlık suçundan mahkum edilen kişinin temyiz başvurusunu değerlendirdi. Kararın gerekçeli olması gerektiğini belirten mahkeme, mahkumiyet hükmü ile ilgili 5271 sayılı CMK'nın 230. maddesinde belirtilen noktaların yer alması gerektiğini vurguladı. Bunlar; iddia, savunma, toplanan kanıtların neler olduğu, kanıtların tartışılması, değerlendirilmesi, kabul edilen kanıtların nedenleri, sanığın suçunu oluşturan eylemleri, uygulanacak kanun maddesi, cezayı ağırlatan, hafifleten yasal ve değerlendirmeye bağlı nedenler ve cezanın ertelenmesi, tedbirlerden birine çevrilmesi veya ek güvenlik tedbirinin uygulanması hakkında dayanakları göstermek gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca hükmün esasını oluşturan hüküm fıkrasında kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağı bulunup bulunmadığının ve başvurma olanağı varsa süresi, şekli ve merciinin açıkça gösterilmesi gerekir. Mahkeme ayrıca, suça sürüklenen çocuklar hakkında sosyal inceleme raporu alınmadan hüküm verilmesinin Çocuk Koruma Kanunu ve ilgili yönetmeliklere aykırı olduğunu belirtti. Kanunların bu kurallarına uyulmaması durumunda kesin bozma nedenini oluşturacağını vurg
17. Ceza Dairesi         2015/25019 E.  ,  2015/7401 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
    I- 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesinde; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” Buna paralel hüküm içeren 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 34. maddesinde de “Hakim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil gerekçeli yazılır.” hükümleri yer almaktadır.
    Gerekçe; hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve maddi olaya uygun açıklamasıdır. Gerekçenin dosyadaki bilgi ve belgelerin yerinde değerlendirildiğini gösterir biçimde; geçerli, yasal ve yeterli olması gerekir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmez ve uygulamada keyfiliğe yol açar.
    Mahkumiyet hükmünün gerekçesinde gösterilmesi gereken noktalar ise 5271 sayılı CMK"nın 230. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre sırayla;
    a) İddia ve savunma, bunların dayandırıldığı ve mahkemece toplanan kanıtların neler olduğu,
    b) Kanıtların tartışılması, değerlendirilmesi ve reddedilen veya kanıtlama yönünden üstün tutulan ve kabul edilen kanıtlar ve nedenleri,
    c)Tüm bunların ışığında ulaşılan kanı; sanığın suç oluşturduğu kabul edilen eylemi, bunun yasal unsurları ve nitelendirmesi, uygulanacak kanun maddesi,
    d) Cezayı ağırlatan ve hafifleten yasal ve değerlendirmeye bağlı nedenlerle cezayı kaldıran yasal nedenlerin bulunup bulunmadığı, bunlara ilişkin istemlerin kabul veya reddiyle temel cezanın belirlenmesine ilişkin nedenler,
    e) Cezanın ertelenmesine, tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirinin uygulanmasına yönelik veya bu konulardaki istemlerin kabul veya reddine ilişkin dayanaklar gösterilecektir.
    Ayrıca 5271 sayılı CMK"nın 232/6. maddesi uyarınca hükmün esasını oluşturan hüküm fıkrasında kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvurma olanağı varsa süresi, şekli ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.
    Açıklanan bu usul kuralları buyurucu nitelikte olup, uyulmaması 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 308/7 (5271 sayılı CMK"nın 289/1-e) maddesi uyarınca kesin bozma nedenini oluşturur. Anayasa"nın 141/3, 5271 sayılı CMK"nın 34, 230, 232 ve 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 308/7. maddeleri gözetilmeden ve bu ilkelere uyulmadan,
    II- Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/2. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35/1. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, zorunlu olduğu halde sosyal inceleme raporu aldırılmadan hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedeni ve tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara