Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/855 Esas 2011/972 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/855
Karar No: 2011/972
Karar Tarihi: 11.10.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/855 Esas 2011/972 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı kooperatif ortaklığı, ihraç edilen müvekkilinin tekrar ortaklığa dönmesi sonrası yolcu taşıma hakkını tanımayarak müvekkilinin zararına sebep olduğu gerekçesiyle tazminat davası açılmıştır. Mahkeme asıl ve birleşen davayı kabul ederek, davalıdan müvekkiline diğer ortaklar gibi hat tahsisi yapılmasını talep etmiş, bu mümkün olmazsa hat bedeli olan 90.000,00 TL’nın davalıdan temerrüt faiziyle birlikte tahsilini ve müvekkiline yolcu taşıma işi yaptırılmaması nedeniyle uğranılan zarara karşılık, belirli bir tazminatın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar vermiştir. Birleşen dava ise müvekkilinin ihraç kararına rağmen çalıştırılmaması nedeniyle belirli bir tazminatın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmiştir. Ancak, davalı vekili temyiz ettiği kararın hatalı olduğunu belirterek Borçlar Kanunu'nun 42. vd. maddelerinden yararlanılarak gelirin saptanması ve sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Sonuç olarak, karar davalı yararına bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu'nun 42. vd. maddeleri (gelirin saptanması için kullanılması gereken maddeler)
23. Hukuk Dairesi         2011/855 E.  ,  2011/972 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş, davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili asıl davada, davalı kooperatif ortaklığından ihraç edilen müvekkilinin daha sonra bu ihraç kararını iptal ettirerek tekrar ortaklığa döndüğünü, ancak davalının müvekkiline hat tahsisi suretiyle yolcu taşıma hakkını tanımadığını, bu nedenle müvekkilinin her yıl büyük zarara uğradığını ileri sürerek, müvekkiline de diğer ortaklar gibi hat tahsisi yapılmasını, bu mümkün olmazsa hat bedeli olan 90.000,00 TL’nın davalıdan temerrüt faiziyle birlikte tahsilini ve müvekkiline yolcu taşıma işi yaptırılmaması nedeniyle uğranılan zarara karşılık, şimdilik 1994 yılından başlayıp davanın açıldığı Kasım 2000 tarihine kadar her yıl için ayrı ayrı hesaplanan toplam 9.647,37 TL tazminatın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili birleşen davada, müvekkilinin ihraç kararına rağmen çalıştırılmaması nedeniyle 03.11.2000 tarihinden 03.11.2004 tarihine kadar her yıl için ayrı ayrı hesaplanan toplam 33.318,25 TL tazminatın temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, hat tahsis yetkisinin müvekkiline ait olmadığını, bu konudaki talebin reddine ilişkin kesinleşmiş ilâm bulunduğunu savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı ve dosya kapsamına göre, davacının hat bedelinin reddine ilişkin davanın bozma dışında bırakılarak kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacının davalı kooperatif ortaklığından ihraç kararlarının iptaline ilişkin kararların kesinleştiği halde ortaklık haklarından faydalandırılmayan davacının tazminat talep edebileceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile asıl davada 9.647,37 TL"nin, birleşen davada 33.318,25 TL ’nin temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş ise de, bilirkişi raporu hüküm vermek için yeterli değildir. Şöyle ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konu aracın tazminat istenen süre içinde davacı yanca hiç çalıştırılmadığı varsayımına göre hesaplama yapılmıştır. Oysa, ticari bir araç olan dava konusu aracın bu dönem içinde kooperatifçe çalıştırılmadığı halde, davacının, aracını başka işte çalıştırarak gelir elde etmemesi hayatın olağan akışına uygun değildir. Bu nedenle, aracın tazminat istenen dönem içinde başka bir işte çalıştırılarak gelir elde etmesinin mümkün olduğu hususu da gözetilerek, bilirkişiden ek rapor alınması, bilirkişice gelirin tam olarak saptanamaması halinde Borçlar Kanunu"nu 42. vd. maddelerinden yararlanılarak gelirin saptanması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış ilkeden hareketle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara