Esas No: 2011/595
Karar No: 2011/935
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/595 Esas 2011/935 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
ŞİKAYETÇİ :
ŞİKAYET OLUNAN :
Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Şikayetçi vekili, İcra Müdürlüğü"nce, Borçlar Kanunu"nun 539 uncu maddesi uyarınca şirketin borçları ödenmeden, müvekkilinin alacağı için haciz konulan 15.870,00 TL nin dosyadaki alacaklı sayısı dikkate alınarak ikiye bölünmesinin hatalı olduğunu, Avukatlık Kanunu"nun 164/son ve 166/2 maddeleri uyarınca, alacaklılar vekilinin sadece mahkemenin hükmettiği vekalet ücretinde rüçhan ve haczedilmezlik hakkına sahip olduğunu, icra dosyasındaki 1.206,00 TL vekalet ücretinin bunun kapsamı dışında olduğunu ileri sürerek, icra müdürünün yasaya aykırı işlemlerinin iptaline ve buna bağlı olarak düzenlenen sıra cetvelinin düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Şikayet olunan ... ve ... vekili, şikayetin reddini istemiştir.
Diğer şikayet olunan ..., şikayete cevap vermemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, müdürlük işleminin yerinde olduğu ve şikayetin yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, icra müdürü işlemine karşı şikayet ve sıra cetvelinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, gerekçeli kararda taraf delillleri değerlendirilmeden müdürlük işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388 nci maddesinin 3 ncü bendine ve temyiz inceleme tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/1-c maddesine göre, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Yine Anayasa’nın 141 nci maddesinin 3 ncü fıkrası hükmü de tüm mahkeme kararının gerekçeli olmasını amir bulunmaktadır. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK.nun 428 nci maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere, mahkemece, tarafların tüm delillerinin açıkça değerlendirilerek şikayetlerin hangi gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre, şikayetçi vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün şikayetçi yararına BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.10.2011 günü oybirliğiyle karar verildi.