Esas No: 2021/2659
Karar No: 2021/5301
Karar Tarihi: 07.10.2021
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2659 Esas 2021/5301 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü;
Dava 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.
Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın ½ payının tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Davalı ..., 30 yıldan beri taşınmazı kullandığını, tespitin doğru olduğunu ve davacı tarafın zilyetliğinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 345,32 metrekare yüzölçümündeki bölümde zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde aynen “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için dava konusu taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru davasız ve aralıksız 20 yıl süreyle malik sıfatıyla kimin zilyetliğinde bulundurduğunu duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması gerekmektedir.
Somut olayda dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı ve davalı tarafa ait olmadığı, mera vasfı ile tüm köylünün kullanımında bulunduğu, sonradan taşınmaz içerisinde patika yol açılması ile köylünün bu yolu kullanarak harman yerine gittikleri anlaşılmaktadır. Öte yandan tespit tarihine kadar zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu da davacı tarafından kanıtlanamamıştır. Hal böyle olunca; mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.