Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/1162 Esas 2020/3066 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1162
Karar No: 2020/3066
Karar Tarihi: 02.07.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/1162 Esas 2020/3066 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2019/1162 E.  ,  2020/3066 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin davalı ... Yapı Kooperatifi yönünden açılmamış sayılmasına, davalı ... Yapı Kooperatifi yönünden kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R
    Dava, davalılara ait işyerinde 01.01.1994 ile 23.12.2000 tarihleri arasında geçen ve kuruma bildirilmeyen çalışma süresinin tespiti, bu döneme ait bir kısım işçilik alacaklarının davalı işverenden tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, 1- Davalı ... Yapı Kooperatifi yönünden davanın HMK: 320/4 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, Davalı ... Yapı Kooperatifi yönünden davanın KABULÜ ile;Davacının ... yapı kooperatifinde 1994/3. Bordro döneminde 19 gün, 1995 yılında 100 gün, 1996 yılında 360 gün,1997 yılında 120 gün , 1998 yılında 360 gün , 1999 yılında 360 gün çalıştığının tespitine” karar verilmiştir. Hüküm, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun"un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmasının konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenmeli, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve posta başı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa"nın 3/B-D maddeleri ile 5510 sayılı Yasa"nın 6/a-c maddelerinde de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
    Yukarıda açıklanan hususlar, yeterli ve gerekli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek aydınlığa kavuşturulduktan sonra o çalışmanın sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğu yönü üzerinde durulmalı ve çalışmayı kapsama alan yasanın yürürlük tarihinden sonraki dönem için hizmetin tespitine karar verilmelidir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 26.09.2001 tarihinde açılan davada, 29.12.2008 tarih ve 2001/899 E. 2008/524 K. sayılı karar verildiği ve Dairemizin 12.10.2010 tarih 2009/11653 E. 2010/ 9828K. sayılı ilamı ile kararın bozulduğu, bu defa bilirkişi raporuna göre hizmet tespiti davasının işçilik alacaklarına ilişkin davadan tefrik edilerek 2012/47 Esasına kaydı yapıldığı, bu dosya üzerinden yargılamaya devam olunduğu, verilen kabul kararının Sgk vekili tarafından istinaf edildiği. ... BAM 9. Hukuk Dairesinin Yargıtay bozması sonrası tefrik edilen dosyayı Yargıtaya gönderilmesi gerektiğinden iade ettiği, davalılardan ... Koop. nin ... Yapı Kooperatifi tarafından 01/03/1999 tarihi itibariyle aynı sicil numarasıyla devir alındığı, davacının ... Koop. Hakkındaki davasını takip etmediğini bildirdiği, ... Yapı Kooperatifinin ihyası için dava açıldığı ve 13/04/2016 tarihinde kabul kararı verilerek tasfiye memuru olarak ...’in atandığı ancak bu tasfiye memuruna tebligat yapılmadığı,... sicil numaralı ... Yapı Kooperatifi işyerinden verilen dönem bordrolarında 1999/3. dönemde 30 gün, 2000/1-2-3 dönemde toplam 353 gün bildirim bulunduğu ve bu bildirimin başka bir sigortalının hizmet cetvelinde görüldüğü, davacının iki sicil numarası olduğu ve dosyadaki hizmet cetvellerinin farklı bilgiler içerdiği, en son uyaptan alınan hizmet cetveliyle kararda hüküm altına alınan sürelerin çeliştiği, talep döneminde dava dışı işyerlerinden de bildirim olduğu ve davalı kooperatifle bu şirketlerin bağlantısının araştırılmadığı, davacının 01/11/1996 tarihli işe giriş bildirgesinin ... sicil numaralı ... Koop.işyerinden verildiği, 01.11.2011 tarihinden itibaren 4/1-a (SSK) sigortalılık statüsü kapsamında yaşlılık aylığı aldığı, davacının hizmet cetveline göre talep döneminde, ..., ..., ... sicil numaralarının ..."ne, ... sicil sayılı işyerinin ... İnşaat"a, 1... sicil sayılı işyerinin ... İnşaat"a ait olduğu, dosyadaki 2015 tarihli ve uyaptaki güncel hizmet cetveline göre davacının 01/10/1994 den sonra 80 gün, 1995 yılında 310 gün, 1996 yılında 240 gün, 1997 yılında 240gün, 1998yılında 145 gün, 1999 yılında bildirim olmadığı, 2000 yılında 353 gün davalı işyerlerinden ve davadışı anılan işyerlerinden bildirim bulunduğu, hükümde bildirim bulunan sürelere ilişkin de tespit yapıldığı, davacının şikayeti üzerine ÇSGB İş Teftiş Kurulunca yapılan inceleme sonucunda tanzim olunan 30.04.2001 tarihli 46 sayılı raporda; "..."in kayıtlara göre ... Yapı Kooperatifinde 01.10.1994 - 31.07.1998 tarihleri arasında 1180 gün sigortalı hizmetinin bulunduğu, en son brüt ücretinin günlük 1.231.371 TL olduğu, yine kayıtlara göre ... Konut Yapı Kooperatifinde 05.11.1999-23.12.2000 tarihleri arasında en son günlük brüt 3.950.000 TL üzerinden çalışmasının bulunduğu, ... Yapı Kooperatifinin 27.02.1999 tarihinde yapılan Genel Kurulda alınan kararla 2B tertibi inşaatların ... Yapı Kooperatifine devredilmesine karar verilmiş olduğu, 01.03.1999 tarihinde de devredilmiş olduğu, devir tarihinden ..."in iş giriş bildirgesinin verildiği 05.11.1999 tarihine kadar işçi çalıştırıldığına dair kayıt ve belge bulunmadığı, kooperatifin sekiz ay kadar faaliyetine devam etmediği hususlarının tespit edilmiş olduğu" bu raporda, ... Kooperatifinin sicil numarasının ..., ... Yapı Kooperatifinin ise ... olduğu, yani Kurumdaki numaralardan farklı olduğu, dava dosyasında yer alan... sicil sayılı işyerine ait dönem bordroları incelendiğinde: davacının ... sigorta sicil numarasıyla, 1994/3 bordro döneminde 75 gün, 1995/1 bordro döneminde 60 gün, 1995/3 bordro döneminde 120 gün, 1996/1 bordro döneminde 120 gün, 1996/2 bordro döneminde 120 gün, 1996/3 bordro döneminde 60 gün çalıştığı ve diğer davalı SGK"ya gün bildiriminin yapıldığı, ... sicil sayılı işyerine ait dönem bordroları incelendiğinde; davacının ... sigorta sicil numarasıyla, 2000/1 bordro döneminde 120 gün, 2000/2 bordro döneminde 120 gün, 2000/3 bordro döneminde 113 gün çalıştığı ve diğer davalı SGK"ya gün bildiriminin yapıldığı , dosyada dinlenen 4 tanıktan üçünün hizmet cetvelinde davalı işyerlerinden bildiriminin olmadığı, birinin1994-1998 arası bildirimi olduğu ve iddiayı doğruladığı, başka bordro tanığı dinlenmediği, bildirimi yapılan sürelerin yeniden tespitine karar verildiği, hizmet cetveliyle tespit edilen sürelerin çakıştığı, talep döneminde bildirim bulunan dava dışı şirketlerle davalının bağlantısı bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, bu durumda çalışmanın sürekli mi aralıklı mı olup olmadığı hususu üzerinde durulmadığı, mahkemece yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmıştır.Mahkemece yapılacak iş; hüküm altına alınan sürelerle hizmet cetvelinde bildirilen süreler arasındaki çakışmayı gidermek, talep döneminde bildirim yapan dava dışı şirketlerle davalı kooperatifler arasında bağlantı olup olmadığını araştırarak uzun süreli olan çalışma iddiasının kesintili olup olmadığı hususunu irdelemek, daha önce dinlenmeyen yeterli sayıda başka bordro fer-i müdahil dinlemek, tanıkların ünvanlı hizmet cetvellerini Kurumdan getirtmek ve beyanlarının içeriğini sorgulamak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalılardan Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara