Esas No: 2015/8941
Karar No: 2015/6837
Karar Tarihi: 06.10.2015
Dolandırıcılık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/8941 Esas 2015/6837 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
O yer Cumhuriyet savcısının 13.11.2008 tarihli temyiz talebinin, sanıklar lehine olduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.1.2013 tarih 2013/19 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere, 5271 sayılı CMK nın 216/3. maddesinde, “hükümden önce son sözün, hazır bulunan sanığa verileceğinin” düzenlendiği, son sözün sanığa sorulmasının yasa tarafından sanığa tanınmış bir hak olup, bu hakkın bizzat sanık tarafından kullanılması gerektiği değerlendirilmekle, sanıklar ... ve ..."ın hazır olmadığı karar oturumunda son sözün sanıklar yerine geçmek üzere müdafiilerinden sorulmaması nedeniyle bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-Dosya kapsamından, 19.10.2005 günü müşteki ..."ın, ..." İstanbul Şubesi nezdinde bulunan hesabına, internet şifresi kırılmak suretiyle girilerek, hesapta bulunan 5000 Amerikan Dolarının sanık ... adına açılı bulunan aynı bankanın ..." Şubesi nezdindeki hesaba havale edildiği, karı-koca olan sanıklar ... ve ..."ın, aynı gün parayı çekmek üzere bankaya gittiklerinde, ilgili banka tarafından hesaba bloke uygulanması nedeniyle parayı çekemeden yakalandıkları; 13.12.2005 günü müşteki ..."nın ..." Bankası ..." Şubesi nezdinde bulunan hesabına internet şifresi kırılmak suretiyle girilerek, hesapta bulunan 3700 TL nin sanık ... adına açılı ... ..." Şubesi nezdindeki hesaba EFT edildiği, suça konu paranın aynı gün sanık ... tarafından çekildiği; 13.12.2005 günü müşteki ..."ın ..." Bankası ..." Şubesi nezdinde bulunan hesabına internet şifresi kırılmak suretiyle girilerek, hesapta bulunan 4950 TL nin sanık ... adına açılı
..." ..." Şubesi nezdindeki hesaba EFT edildiği, suça konu paranın aynı gün sanık ... tarafından çekildiği; aralarında 5271 sayılı CMK nın 11. maddesi uyarınca geniş bağlantı bulunduğu kabul edilen dava dosyalarının birleştirilerek görülmesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 17.11.2009 gün ve 193/268 sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklar ... ve ..."ın, müşteki ..."a yönelik eylemleri ile sanık ..."un, müştekiler ... ve ..."a yönelik eylemlerinin ayrı ayrı olmak üzere 5237 sayılı TCK"nın 142/2-e maddesinde öngörülen "bilişim sisteminin kullanılması suretiyle hırsızlık" suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi,
2-Müşteki ..."ın, ..."Şubesi nezdinde bulunan hesabındaki 5000 Amerikan Dolarının sanık ... adına açılı bulunan aynı bankanın ..."Şubesi nezdindeki hesaba havale edilmesi ile birlikte atılı bilişim sisteminin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunun tamamlandığı, suça konu paranın sonradan ilgili bankanın hesaba bloke koyması nedeniyle sanıklar ... ve ... tarafından nakit olarak çekilmemesinin, atılı suça teşebbüs olarak değerlendirilemeyeceğinin anlaşılması karşısında sanıklar ... ve ... hakkın kurulan hükümlerde TCK nın 35. maddesi uygulanmak suretiyle ceza indirimine gidilmesi,
3-Müşteki ..."nın talimat mahkemesindeki beyanı okunarak, kamu davasına katılma talebinde bulunduğunun 27.5.2008 günlü oturum tutanağına derc edildiği, aynı oturumda hazır bulunan sanık ... ve müdafiine ise bu hususta diyecekleri sorulmadan, katılma kararı verilmek suretiyle 5271 sayılı CMK nın 238/3. maddesine aykırılık oluşturulması,
4-Sanıklar ... ve ... hakkında TCK nın 158/1-f maddesinin tatbiki ile sanıkların neticeten 1 yıl 3 ay hapis cezası ile 5679 TL adli para cezası ile mahkumiyetlerine karar verildiği, aynı yasanın 51. maddesi uyarıca adli para cezaları ertelenemez ise de, hüküm fıkrasında, hapis ve adli para cezası ayrımı gösterilmeksizin “verilen cezaların ertelenmesine” şeklinde karar verilmesi,
5-Kasten işlemiş oldukları suçlar dolayısıyla hapis cezalarıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... müdafiileri ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının gözetilmesine, 06.10.2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.