Esas No: 2015/4552
Karar No: 2015/6676
Karar Tarihi: 01.10.2015
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/4552 Esas 2015/6676 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı CMK"nın 260. maddesinin birinci fıkrasına göre “katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan” konumunda olan müşteki ... A.Ş." nin yetkilisine hükmün usulüne uygun tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında 15.11.2010 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek, yapılan incelemede;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesinde “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir", 13. maddesinde ise "Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır." hükümlerine ve 25.01.2012 tarihinde yürürlüğe giren Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 20. maddesinde "Tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden çok ise yalnız birine yapılır." 21. maddesinde de “Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir. Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Somut olayda, suçtan zarar gören şirket adına tebliğe çıkarılan tebliğ evrakı, “İşçisi ... İmzasına” şerhi ile, 29.09.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olup, tebliğ anında tüzel kişinin yetkili temsilcilerinden birinin orada bulunmadığı ya da o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduğu hususu tespit edilmeden, evrak memuru olmadığı anlaşılan işçiye yapılan tebligat, anılan yasa ve yönetmelik hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür.
Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kamu davası açıldığı, temyiz talebinde bulunan ... A.Ş."nin suçun mağduru ve suçtan zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak 5271 sayılı CMK’nın 234/b maddesi gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan yukarıdaki ilkeler uyarınca haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanunu"nun müşteki ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, ... A.Ş. vekilinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.