17. Ceza Dairesi 2015/23741 E. , 2015/6519 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Kesin hükmün maddi gerçeği yansıttığı kabul edilir, hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan maddi olaylar bu kabulü ve kesin hükmün ispatla ilgili temelini sarsabilir, işte o zaman kesin hükümden fedakarlık yapılmak zorunluluğu doğar ki bunun şartları CMK"nın 311. maddesinde düzelenlenmiştir. Mahkeme hükmünün kesinleşmesinden sonra hukuka aykırı olduğunun anlaşılması halinde yargılanmanın yenilenmesi yapılır.
Yanlışlığın sonradan anlaşılması genel olarak yargılama sırasında elde olunamayan delil veya vakıaların ortaya çıkması ile mümkün olacaktır. Kanun yoluna başvurabilen kimselerin yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunmaları mümkündür. CMK 311/1-f deki hal dışında süre aranmaz. Yargılamanın yenilenmesi başvurusunda bu delillerin kanuni nedenleri ve bunların dayanağı deliller gösterilmelidir.
Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi;
a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.
b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.
c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise,
d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da Bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise,
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa,
İnceleme mercii istemin kabule değer olup olmadığı kararını duruşma yapılmaksızın verir. ( CMK.m.318/3)
Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir. (CMK.m.319/1)
İstem kabule değer görüldüğünde, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur.(CMK.m.319/2)
İstemin kabule değer görülüp görülmediğine ilişkin kararlara itiraz edilebilir.(CMK.m.319/3)
Bundan sonraki aşama delillerin toplanması olup, mahkeme; bir naip hakim veya istinabe olunan mahkemeyi görevlendirebileceği gibi; kendisi de bunu yerine getirebilir.(CMK.m.320/1)
Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden 7 günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir(CMK.m.320/3)
Yapılan değerlendirme sonunda yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddialar, yeterince doğrulanmaz veya 311 inci maddenin birinci fıkrasının (a-b) bentleri ile 314/1-a bendinde yazılı hâllerde işin durumuna göre verilmiş hükme hiç etkisi olmadığı anlaşılırsa, istem esassız olması nedeniyle duruşma yapılmaksızın reddedilir.
Buna karşın “yeterli derecede doğrulama” veya işin durumuna göre bunların önceden verilmiş olan hükme etkisi olduğunun anlaşılması halinde ise; yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verilir. Bu kararlara karşı itiraz yoluna başvurmak olanaklıdır.
İstem reddedilmediği takdirde mahkeme yargılanmanın yenilenmesine duruşma açarak karar verir. İşte bu kararlara karşı temyiz (yada istinaf) yoluna başvurmak mümkündür.
Mahkemenin, davanın kabul aşamasında verilen yenileme istemini reddeden kararına ve ikinci aşamada deliller toplandıktan sonra üçüncü aşamaya geçiş yani soruşturma yapma veya yapmama kararlarına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Somut olaya gelince; hükümlü hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05.06.2007 gün, 2006/141 Esas, 2007/559 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143. maddeleri gereğince 2 yıl 4 ay hapis cezası verildiği, yapılan temyiz üzerine bahse konu kararın Yüksek 6. Ceza Dairesi"nin 02.04.2013 gün, 2010/10698 Esas, 2013/6791 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanarak kesinleştiği, infaz aşamasında hükümlü tarafından (en son verilen) 20.03.2015 günlü dilekçe ile kesinleşen karara atıf yapılarak özetle; “...kimlik fotokopisinden dolayı mahkumiyet kararı verildiği, imzanın kendisine ait olmadığı...” belirtilerek iadeyi muhakeme talebinde bulunulduğu, mahkemece 24.03.2015 tarihli ek karar ile yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilir olmadığına karar verildiği, bu karar sonrası hükümlü tarafından 30.03.2015 tarihinde bir dilekçe daha verildiği, mahkemece verilen dilekçe itiraz kabul edilerek, dosyayı üst dereceli mahkemeye gönderdiği,
... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 06.04.2015 gün, 2015/462 değişik iş sayılı kararı ile de; “...sanığın imza konusundaki itirazının CMK"nın 311. maddesine göre yeni delil olmadığı, yargılamanın başından beri aynı iddialarda bulunduğu, bu nedenle hükümlünün talebinin CMK"nın 308. maddesine göre değerlendirilmesi gerektiğinden dosyanın mahkemesince Yargıtay C.Başsavcılığı"na gönderilmesine...” karar verildiği,
Ancak; Yargıtay C.Başsavcılığı"nca sanığın dilekçesinin zuhulen temyiz dilekçesi gibi değerlendirilip, 09.05.2015 gün, 2015/143742 sayılı tebliğname ile,
“Sanık, CMUK"nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra hükmü temyiz ettiğinden, aynı Kanunun 317. maddesi uyarınca, temyiz isteminin reddine karar verilmesinin” talep edildiği anlaşılmakla; 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi kapsamında gereğinin takdir ve ifası için dosyanın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.