Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10333 Esas 2022/3939 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10333
Karar No: 2022/3939
Karar Tarihi: 03.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10333 Esas 2022/3939 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/10333 E.  ,  2022/3939 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, davacının murisi ile davalı arasında hayat sigorta sözleşmesi düzenlendiğini, murisin poliçe teminat süresi içinde intihar ederek öldüğünü, murisin kredi borcunun tamamının ödendiğini açıklayıp poliçe teminat bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş, karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacının murisi ile davalı arasında hayat sigorta sözleşmesinin düzenlendiğini, murisin poliçe teminat süresi içinde öldüğünü açıklayıp poliçe teminat bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı vekili, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davanın poliçede rehin hakkı olan dava dışı banka tarafından açılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuş, hakem heyetince poliçede dain mürtehin sıfatına haiz olan dava dışı bankanın davaya muvafakat vermemesi nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Davaya konu sigorta poliçesinin incelenmesinde; poliçenin “... Sigorta Poliçesi” ve “... Sigortası Katılım Sertifikası” adı altında düzenlendiği, poliçede dain mürtehin olarak “ ... Bankası A.Ş.”nin yazılı olduğu anlaşılmıştır.
    Davacı vekili, davacının murisinin bankaya olan kredi borcunun tamamının ödendiğini bildirmiş, dava dışı banka tarafından verilen cevabi yazıda, murisin; 23.12.2019 tarihi itibari ile vadesi gelmiş borcu bulunmadığı, kredilerin kapatıldığı, bununla birlikte bankaya teslim etmediği 5 yaprak çek karnesi riski bulunduğu, yasal mevzuattan kaynaklanan tüm haklarımızın saklı olduğu bildirilmiş, hakem heyetince de dain mürtehin bankanın davaya muvafakat vermediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Somut olayda, dava dışı bankanın poliçede dain mürtehin sıfatı ile yer aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, kredi borcu ödenmemiş ise sigorta bedelini talep hakkı
    öncelikle bankaya ait olup, ancak artan kısım varsa davacının bunu istemesi mümkündür. Kredi borcunun poliçe teminatından daha düşük miktarda olduğu durumda kredi borcunun artan kısım için bankanın onayına da ihtiyaç bulunmamaktadır.
    Hangi borç sebebi ile bankaya rehin hakkı verilmiş ise bu borcun ödenip ödenmediği muvafakatın tespitinde önemli yer tutmaktadır.
    Kullandırılan kredinin teminatı olarak kredi kullandıran kuruluşun poliçe teminat bedeli üzerinde rehinli alacaklı hakkına sahip olması, sigorta poliçesinde kredi kullandıran kuruluş lehine dain mürtehin kaydının yer alması taraflar arasında kararlaştırılabilir. Bu durumda rizikonun gerçekleşmesi halinde poliçeden doğan alacak hakkı rehin alacaklısına aittir. Bu nedenle sigortalının talep ettiği tazminat dain ve mürtehinin muvafakati olmadan ödenemez. Bu nedenle sigortalı tarafından açılacak davalarda dain mürtehin hakkına haiz bankadan davaya açık muvafakati sorulmalı, davaya devam edilebilmesi için de bankanın muvafakatının açık ve şartsız olması gerekmektedir. Ancak rehin hakkı sahibi bankanın davaya muvafakat edip etmeme hakkı bulunsa da her hak gibi bu hakkın da Türk Medeni Kanunun (TMK) 2. maddesi uyarınca iyiniyet kuralları çerçevesinde kullanılması gereklidir.
    Hakem heyetince dava dışı bankadan davaya muvafakat edip etmediği sorulmuş, banka tarafından yukarıda değinilen cevabi yazıdan anlaşıldığı üzere rehne konu kredi borcu bulunmadığı bildirilmiştir.
    Davaya konu sigorta poliçesine dayanak olan kredi borcu ve hatta murisin vadesi gelmiş borcu bulunmadığına göre dain mürtehin bankanın davaya muvafakatına da ihtiyaç bulunmamaktadır. Buna göre hakem heyetince işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara