Esas No: 2021/10509
Karar No: 2022/4088
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10509 Esas 2022/4088 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/10509 E. , 2022/4088 K.Özet:
Sigorta şirketi tarafından yaptırılmayan tazminatı için belirsiz alacak davası açan davacı, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından usulden reddedilmiş ancak İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacının itirazı kabul edilerek kararın kaldırılması ve talebin kabulü yönünde hüküm verilmiştir. Ancak davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkeme, davalının sair temyiz itirazının reddine karar vermiştir. Davalı, davacının tazminatının, hatır için taşıma nedeniyle indirilmesi gerektiğini ve davacının kusurunun %20 oranında hesaba katılması gerektiğini savunmuştur. Hakem heyeti, hatır için taşımanın delil sunulmadığı gerekçesiyle reddetmiş ancak mahkeme, hatır taşıma durumunu değerlendirmesi gerektiğini belirtmiştir. Uygulamada hatır taşımaları için uygun bir indirim yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle davacının kusurunun %20 oranında hesaba katılması gerektiği belirtilmiştir. Son olarak, Sigortacılık Yasası'nın avukatlar tarafından temsil edildiği durumlarda vekalet ücreti hakkında hükmüne değinilmiştir. Kanun maddesi olarak ise Türk Borçlar Kanunu (TBK) 51. Maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 52. Maddesi, Sigortacılık Yasası'nın 30. Ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. Maddesinin 13. Fıkrası yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun usulden reddine dair karara karşı davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 23/10/2020 tarih 2020/İHK-22377 sayılı davacı vekilinin itirazının kabulüne, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, 31/03/2019 tarihinde yolcu olarak bulunduğu aracın yaptığı tek taraflı trafik kazası neticesi yaralandığını ve malul kaldığını, sigorta şirketine başvurulduğunu ancak sigorta şirketi tarafından başvuruya olumlu cevap verilmediğini iddia ederek, oluşan zararlarının tazmini için fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla açtığı belirsiz alacak davası ile 5.100.-TL daimi sakatlık ve 200.-TL Adli Tıp masrafının temerrüt tarihi olan 18/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Uyuşmalık Hakem Heyeti tarafından, talebin usulden reddine karar verilmiş; karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davacı vekili itirazlarının kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin kararının kaldırılarak, talebin kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili davacının araçta hatır için taşındığını savunarak tazminattan indirim yapılmasını talep etmiş, hakem heyetince; hatır taşıması konusunda delil sunulmadığı gerekçesi ile bu savunmanın reddine karar verilmiştir.
Genel ilke olarak araçta yolcu olarak taşınan kişinin akrabalık ve iş ilişkisi gibi haller dışında hatır için taşındığı kabul edilmektedir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. TBK 51. madde vd gereğince, hâkim, tazminattan mutlaka indirme
yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Buna göre hakem heyetince bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerekmekte olup kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Davalı, davacının araçta emniyet kemeri takmaması sebebiyle zararın artmasına neden olduğunu ileri sürerek hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuş, İtiraz Hakem Heyetince anılan savunmanın reddine karar verilmiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK'nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda dosya içinde Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan kusur raporu bulunmaktadır. Bu raporda davacının maluliyetinin geçirmiş olduğu trafik kazası sırasında araç içerisinde emniyet kemerini kullanmamasına bağlı olduğu, davacının doğan bedeni zarardan dolayı müterafik kusuru olduğunun görüldüğü belirtilmiştir. Bu durumda yolcunun aracın seyri sırasında emniyet kemeri takmayarak zararın meydana gelmesinde veya artmasında müterafik kusurunun bulunduğu gözetilerek Dairenin uygulamaları da dikkate alınarak TBK’nin 52. maddesi uyarınca tazminattan % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmek üzere de kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4-Kabule göre de; Sigortacılık Yasası 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete'de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16 ncı maddesinin 13 üncü fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598)tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazının REDDİNE, (2), (3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 07/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.