Esas No: 2021/10508
Karar No: 2022/4087
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10508 Esas 2022/4087 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/10508 E. , 2022/4087 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kısmen kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 02/10/2020 tarih 2020/İHK-19459 sayılı davacı vekilinin itirazının reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; 21/11/2017 tarihinde yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı trafik kazası neticesi yaralandığını ve malul kaldığını, sigorta şirketince yapılan ödemenin zararı gidermediğini, bu nedenle sigorta şirketine başvurulduğunu ancak sigorta şirketi tarafından başvuruya olumlu cevap verilmediğini iddia ederek, oluşan zararlarının tazmini için fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla açtığı belirsiz alacak davası ile 62.292,16 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, temerrüt tarihi olan 04/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Uyuşmalık Hakem Heyeti tarafından, talebin kısmen kabulüne, 39.850,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının kabulüne, 22.442,16 TL’ nin ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekili itirazlarının reddine dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/12.maddesi gereği Sigorta Tahkim Komisyonlarının 40.000,00 TL'yi geçmeyen kararları kesindir. Dosyada hakem heyeti tarafından alınan raporda davacının zararının 41.794,94 TL olduğu tespiti yapılmış davacı vekili tarafından 39.850,00 TL ıslah yapılmışsa da bilirkişi tarafından belirlenen ihtilaflı tutar dikkate alınarak dosyanın kesinlik sınırı üzerinde olduğu kabul edilerek incelemeye geçilmiştir.
1)Dava, trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada yaralandığını açıklayıp iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuş, tazminatın belirlenmesi amacı ile bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporda hesaplamanın TRH-2010 Erkek Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz oranı kullanılarak yapıldığı belirtilmiş ise de, davacının TRH 2010 Erkek Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömür süresinin kaç yıl olduğu belirlenmemiş, işleyecek aktif dönem ile işleyecek pasif dönem başlangıç ve bitiş tarihleri açık bir şekilde yazılmamıştır. Açıklanan nedenlerle denetime elverişli olmayan bu rapor hakem heyetince hükme esas alınmıştır.
Gerçek zarar miktarı; davacının olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır.
Desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Şu durumda; açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında davacı için, TRH 2010 Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması, bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması, bilinen ve bilinmeyen dönem hesabının hangi tarihlerden başlayıp hangi tarihte bittiği açık ve denetime elverişli bir şekilde belirtilerek davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek tazminat hesaplamasının yapılması için, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre (davacı vekilinin Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan rapora göre tazminata hükmedilmesi gerektiğine dair temyizi de gözetilerek sürekli işgücü kaybı tazminat miktarı için davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK'nın 43. (6098 sayılı TBK’nın 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir.
Somut olayda, soruşturma dosyasındaki ifadelerden davacının, davalı tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası yapılı araçta yolcu olarak bulunduğu, araçta bulunan diğer arkadaşları ile birlikte arkadaşları ... isimli kişinin kullandığı araç ile ... Mahallesinden ... İlçesine gitmekte oldukları sırada diğer araç ile çarpıştıkları anlaşılmaktadır.
İtiraz Hakem Heyetince dosyada hatır taşımasının mevcudiyetini gösterir bilgi ya da belgeye rastlanmadığı gerekçesiyle hatır taşıması bulunmadığı yönünde hatalı şekilde değerlendirme yapılarak davalının itirazı reddedilmiştir. Dosya kapsamından davacı yolcu
ile dava dışı araç sürücünün arkadaş oldukları ve birlikte seyahat ettikleri sabit olup davacı tarafından da menfaat karşılığı taşındığı ispat edilmediğine göre, olayda hatır taşıması bulunduğunun kabulü ile davalı yönünden tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince davanın kısmen kabulüne ve kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına toplam 5.977,50 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Sigortacılık Yasası 30/17 madde ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete'de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.