Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11275 Esas 2022/4030 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11275
Karar No: 2022/4030
Karar Tarihi: 07.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11275 Esas 2022/4030 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/11275 E.  ,  2022/4030 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacının idaresindeki araca çarpmasıyla oluşan kaza sonucunda davacının yaralanıp % 12,3 oranında malul kaldığını, davalının ödediği 35.101,00 TL'nin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.100,00 TL tazminatın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; ıslahla, taleplerini 56.784,70 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; % 6 maluliyet için 15/03/2018'de 35.101,00 TL'nin ödenmesiyle sorumluluklarının son bulduğunu, maluliyet oranını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile 56.784,70 TL bakiye sürekli işgücü kaybı tazminatının 10/08/2018 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının kabulü ile UHH kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulüne ve 53.677,35 TL sürekli işgücü kaybı tazminatının 10/08/2018 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak 9 Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 25/01/2018 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 12,3 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellerin kullanılması gerekirken, 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile
    ekindeki cetveller kullanılmış olup, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe göre düzenlenmiş bir rapor olmadığı açıktır.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlenmesi için, en yakın üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından rapor alınıp oluşacak sonuca göre (maluliyet oranı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken, hatalı maluliyet raporuna göre karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    2-T.C. Anayasası'nın 36/1. maddesindeki adil yargılanma hakkının ve 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesindeki hukuki dinlenilme hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılması bakımından, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara usulünce tebliğ edilmesi gerekir.
    5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin 23. fıkrasında, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın tahkim usulüne ilişkin tebligatı düzenleyen 438. maddesinde, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça tebligatın 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiştir.
    Somut olayda; İtiraz Hakem Heyeti kararına esas alınan 21/03/2019 tarihli aktüer raporunun davacı vekiline tebliğ edilmediği görülmektedir. Karara esas alınan raporun davacı vekiline tebliği sağlanıp eksikliğin giderilmesi ve davacı vekilinin rapora itirazlarının alınıp değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre değerlendirme yapılması gerekirken, usule aykırı biçimde ve davacı yanın savunma haklarını da kısıtlayacak şekilde yargılamaya devam edilip karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre; esasen, TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması, Dairemizin yerleşik uygulamasıyla kabul edilmekteyse de, PMF 1931 Tablosu'na göre ve progresif rant tekniğiyle hesap yapan rapora davacının itiraz etmediği ve bu rapora göre talebi ıslah ettiği dikkate alınıp, 10/12/2018 tarihli aktüer raporunun karara esas alınması gerektiğinin dikkate alınmayışı da doğru değildir.
    3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekili ve davalı vekilinin davacı için hükmedilen vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının taraflar yararına BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin belirtilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 07/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara