Esas No: 2021/11268
Karar No: 2022/4039
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11268 Esas 2022/4039 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11268 E. , 2022/4039 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaya konumundaki davacıya çarpmasıyla oluşan kaza sonucunda davacının yaralanıp % 8 oranında malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 28/12/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam taleplerini 47.806,45 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; % 5 maluliyet için 21.715,00 TL'nin ödenmesiyle sorumluluklarının son bulduğunu, maluliyet oranını ve zararın kapsamını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile 46.006,45 TL tazminatın 12/06/2018 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 800,00 TL rapor ücreti ve 1.000,00 TL. yol giderinin yargılama giderleri içinde davalıdan tahsiline dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, davacının maluliyet oranını kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik ve ekindeki cetvellere göre belirleyen 16/02/2018 tarihli uzman doktor heyeti raporunun karara esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemesine; 31/05/2017 tarihli raporun, hangi yönetmelik ile cetveller esas alınarak düzenlendiği belli olmadığı ve kazadaki yaralanmadan kaynaklanan tüm arazları değerlendirmediği gözetildiğinde, anılan rapor ile karara esas alınan rapor arasında çelişkiden bahsedilemeyecek olmasına; uzman doktor heyetinin düzenlediği raporla saptanan iyileşme süresine ilişkin geçici işgöremezlik zararının ve geçici bakıcı ihtiyacından doğan zararın trafik sigortasının teminatı kapsamında olmasına; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1426/1. maddesi gereği, zararın kapsamının belirlenmesi için davacı tarafından yapılan makul gider niteliğindeki rapor ücreti ve bu raporun alınması ile tedavi için yapılan yol giderinden davalı sigortacının sorumlu olmasına göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve karara esas kabul edilen 27/12/2018 tarihli aktüer raporunda, maluliyet tazminatı davalarında hak sahibi davacı hayatta olduğu için TRH 2010 Yaşam Tablosu'ndaki bakiye ömrün alınmasının uygun olmadığı, davacı ömrünün sonuna kadar aynı maluliyet oranını taşıyacağı için TRH 2010 Tablosu'nda yer alan her yıl için yaşam olasılıklarının dikkate alınması ve "hayat sigorta iradı yöntemi" kullanılması ile irat katsayılarının belirlenmesinin uygun olduğu gerekçesiyle, tablodaki bakiye ömür süresi yerine tablodaki son yaş olan 99 yaşa kadar hesaplamanın yapıldığı; bu rapordaki hesap yöntemine davalı tarafça itiraz edildiği halde, İHH tarafından rapordaki hesap tekniğinin uygun bulunduğu gerekçesiyle, davalının itirazının reddine karar verildiği görülmektedir.
Her ne kadar davacı aleyhine sonuçlar veren hesap tekniği (TRH 2010 ve % 1,8 teknik faiz) kullanılarak tazminat belirlenmişse de, bu hesap tekniğine davacı yanca itiraz edilmediği dikkate alındığında, ZMSSGŞ ile belirlenen hesap tekniğinin tüm yönleriyle uygulanmasının gerekeceği açıktır. Bu itibarla, genel şartlarda belirtilen biçimde hesaplama yapmayan rapor, karara esas alınabilecek nitelikte olmadığından, bu hususta yapılan İHH incelemesi eksiktir.
Açıklanan nedenlerle; kararı sadece davalı taraf temyiz ettiği ve rapordaki diğer hususlarda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu için, hesabın 2018 verileriyle ve işlemiş/ işleyecek devre belirlemesinde 2018 yılı esas alınarak yapılması gerektiği dikkate alınarak, ... Genel Şartları gereği davacının muhtemel bakiye ömür süresi (tablodaki son yaş olan 99 yaşa kadar değil, hesap tarihindeki yaşına göre saptanacak bakiye ömür süresi) için ve irat katsayılarının belirlenmesinde "devre başı ödemeli belirli süreli rant" formülü kullanılarak hesaplamanın yapılması hususunda, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre (davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar korunarak) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla (nispi tam) vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İHH kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.