Esas No: 2021/9448
Karar No: 2022/4225
Karar Tarihi: 08.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/9448 Esas 2022/4225 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/9448 E. , 2022/4225 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından başvurunun usulden reddine dair verilen karara karşı davacı vekilinin itirazı üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin itirazının kabulü ile başvurunun kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 26/07/2018 tarihinde davalıya sigortalı araç ile davacının sürücüsü olduğu aracın çarpışması sonucu gerçekleşen trafik kazasında yaralandığını ve malul olduğunu, davalıya yapılan başvuruya rağmen kendilerine ödeme yapmadığın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sürekli maluliyet zararı yönünden 5.100,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili, bedel artırım dilekçesi ile talebini 39.990,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun usulden reddine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, davacının itirazının kabulüne,başvurunun kabulü ile 227.793,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatın 25/10/2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, itiraz hakem heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların, haksız fiilin tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzük'üne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik'ine, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik'ine, 01/06/2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik'ine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda,İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 21/10/2019 tarihli raporunda başvurucunun meydana gelen kaza sebebi ile %30,3 oranında malul kaldığı bildirilmiştir. Hükme esas alınan rapor Erişkinler için Engellilik
Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik'i kapsamında düzenlenmiştir. Anılan rapora karşı davalı tarafça, davacının muayene edilmeden rapor düzenlenmesinin hatalı olduğu, tespit edilen arazın kaza ile arasında illiyet bağının olup olmadığının araştırılması gerektiği ve diğer yönlerden itiraz edilmiştir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; 26/07/2018 olan kaza tarihi itibari ile davacının kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlenmesi için, Adli Tıp Kurumu veya en yakın üniversite hastanesinin adli tıp ana bilim dalı başkanlığından rapor alınıp oluşacak sonuca göre (maluliyet oranı bakımından davalı tarafça %8 oranın üzerinde olan maluliyete itiraz edildiği gözetilerek davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken, hatalı maluliyet raporuna göre karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-HMK'nın 266. ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda hakem heyetince; kusur bilirkişi raporu alınmadan, hakem heyeti tarafından %100 kusur oranına göre hesaplama yapılması istenmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda hakem heyetince,ceza dosyası dosya içerisine alındıktan sonra, ceza dosyası ve tüm dosya kapsamına göre tarafların olaydaki kusur oranlarının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi için alanında uzman bilirkişiden kusur dağılımına ilişkin, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra çıkan sonucuna göre maddi tazminat miktarı takdiri gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
4-Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 24.389,21 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Sigortacılık Yasası 30/17 madde ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete'de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
Uyuşamzlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi,ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
4-Bozma sebebine göre, davalı vekilinin tazminatın hesaplanmasına yönelik Aktüerya rapora ilşkin temyiz sebeblerinin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.