Esas No: 2021/11398
Karar No: 2022/4252
Karar Tarihi: 08.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11398 Esas 2022/4252 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11398 E. , 2022/4252 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin itirazın kısmen kabulüne dair kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacı vekili, 09/04/2016 tarihinde davacının yolcu olduğu araçta meydana gelen tek taraflı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, %36 oranında maluliyetinin oluştuğunu bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 16.208,00 TL maddi tazminat ve rapor ücretinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini 175.529,25 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulü ile 175.529,25 TL bakiye tazminatın 11/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, davalı vekili karar karşı itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince, itirazın kısmen kabulüne, UHH kararının kaldırılmasına yeniden hüküm tesisine buna göre; başvurunun kısmen kabulü ile 159.474,79 TL sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının 11/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki 2 numaralı bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve
Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta kaza tarihinin 09/04/2016 olmasına göre düzenlenecek raporun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki yönetmeliğe uygun olması gerekir.
Eldeki dosyada; kaza sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı'nın 10/08/2017 tarihli raporunda, davacının kazadan kaynaklı kalıcı maluliyet oranının %52 olduğu belirtilmişse de işbu rapordaki dayanak yönetmelik kaza tarihinde yürülükte olmadığından rapor hükme esas alınamaz .
O halde İtiraz Hakem Heyetince; davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek (eksik varsa temin edilerek), dosya kapsamındaki raporları da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, ATK İhtisas Kurulu'ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından rapor alınıp, sonucuna göre,karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince davanın kabulü ile davacı yararına 15.508,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi,ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacı vekilinin temyiz itirazının incelenmesine gelince;
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak tazminat isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu'nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır.
Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin 17/07/2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile KTK'nın 90. maddesindeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir" bölümündeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ... Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli ranf formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir.
Taleple bağlılık ilkesi 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 26.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Eldeki davada;davacının işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan hesap raporunda, PMF 1931 yaşam tablosu ve progresiv rant tekniği kullanılarak tazminat hesabı yapılmıştır. Davacı bu hesaba göre davasını ıslah etmiş,Uyuşmalık Hakem ıslah talebine göre karar vermiştir. Davalı vekilinin itirazı üzerine ,İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazı kısmen kabul edilerek ,yeniden hesap raporu alınmış ve TRH 2010 ve 1,8 teknik faiz esasına göre hesaplanan tazminata hükmedilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir.
O halde, davacı TRH 2010 yaşam tablosundan daha kısa ömür belirleyen PMF yaşam tablosuna göre talepte bulunduğundan davacının talebi dikkate alınarak, PMF1931 ve progresiv rant yönetmine göre hesaplama yapılması gerekirken yazılı biçimde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 08/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.