Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12067 Esas 2022/4288 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/12067
Karar No: 2022/4288
Karar Tarihi: 09.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12067 Esas 2022/4288 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/12067 E.  ,  2022/4288 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonucunda Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen başvurunun kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince verilen 29/10/2020 tarih 2020/İHK-22668 sayılı davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili sigorta tahkim komisyonu başvurusunda; 23/05/2009 tarihinde davacı idaresindeki araç ile trafik sigortasız aracın karıştığı çift taraflı kazada davacının yaralanarak malul kaldığını beyanla, belirsiz alacak olarak 5.000,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatının temerrü tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, maluliyete itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık hakem heyetince tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulüne, 76.745,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 17/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itiraz hakem heyetince; davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; itiraz hakem heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz hakem heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak alınan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 11/12/2018 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %9 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun, kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmesi usule uygundur. Ne var ki; rapor maluliyet ile kaza arasında illiyet bağı kurulacak nitelikte tespitler yer almadığı ve iyileşme gösterip göstermeyeceği değerlendirmesi yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının kazadan önceki ve sonraki psikiyatrik şikayetleri ile uygulanan tedaviye yönelik tüm belgelerin (psikiyatri poliklinik kayıtları, reçeteler, ilaç raporları) davacı taraftan sorulup, ilgili yerlerden temin edilmesinden sonra, davacının muayenesi yapılarak anksiyete depresif bozukluğunun devam edip etmediği, kaza ile maluliyet arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığı ve sürekli olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya en yakın Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalından içerisinde psikiyatri alanında uzman doktorun da bulunduğu heyetten olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine uygun rapor alınarak, davacının kaza nedeniyle sürekli çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Kabule göre; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla (nispi tam) vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara