17. Ceza Dairesi 2015/15869 E. , 2015/5986 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Temyiz talebinin reddine
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık ..."in yokluğunda verilen mahkemenin 06.02.2013 gün, 2009/822 Esas, 2013/63 Karar sayılı kararında "... sanığın ve katılanın yokluğunda, hükmün tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe veya tutanak düzenlettirmek suretiyle mahkeme kalemine yapılacak beyanla Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, yasa yoluna başvurulmadığı taktirde hükmün kesinleştirilerek infaza verileceği..." açıklamasına yer verildiği, sanık ..."e gerekçeli kararın bildirdiği son adrese 13.03.2013 tarihinde Tebligat Yasası"nın 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, sanığın 08.06.2013 tarihli dilekçesinde, 06.06.2013"ten beri cezaevinde olduğunu ancak kararın tebliğ edilmediğini belirterek gerekçeli karar tebliğini talep ettiği, 01.07.2013 tarihli dilekçesinde ise, gerekçeli kararın 5 yıl önceki adresine yapıldığını, kararlarda başvuru şekli, merciinin açıkça gösterilmesi gerektiğini, kararın kesinleşmediğini belirtip, infazın durdurulup kanun yoluna gidilmesini talebinde bulunduğu, Mahkemenin 26.09.2013 gün, 2009/822 Esas, 2013/63 Karar sayılı ek kararı ile sanığın temyiz taleplerinin süresinde olmadığı belirtilerek talebin reddine karar verildiği, bu kararın 03.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın 07.10.2013 tarihli dilekçesiyle taleplerini tekrarladığı;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27.11.2010 gün ve 274-300; 06.12.2008 gün ve 144-234, 23.09.1974 gün ve 224-408, 16.04.1973 gün 213-345 sayılı kararlarında açıkça vurgulandığı üzere temyiz süresinin geçirilmesinden sonra eski hale getirme başvurularını değerlendirme yetkisinin Yargıtay"da olduğu, anılan Ceza Genel Kurul Kararları ışığında ve 5271 sayılı CMK"nun 42. maddesi uyarınca sanığın eski hale getirme istemi konusunda karar verme görevinin, bu istemle birlikte temyiz itirazı da yapılmış olduğundan Yargıtay’a ait olduğu gözetilmeden mahkemece ret karar verilmiş ise de, bu kararın yok hükmünde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede,
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 13.03.2012 gün ve 2011/386-2012/99 sayılı kararında açıklandığı üzere, her ne kadar kararda başvurulacak yasa yollarına ilişkin
bildirimde, sürenin başlangıcının "tefhim ve tebliğ" şeklinde gösterilmesi nedeniyle bildirimin eksik ve yanıltıcı olduğu, bu durumun eski hale getirme nedeni olarak kabulü ile temyiz başvurusunun süresinde yapıldığı ileri sürülebilirse de, yoklukta verilen hükme ilişkin olarak temyiz süresinin, sanığın bu hükmü usulüne uygun olarak öğrenmesi yani tebliğle işlemeye başlayacağı açık olduğundan, bildirimde ayrıca "tefhim" kelimesine de yer verilmesinin, sanık açısından yasa yolu süresinin tebliğ ile işlemeye başlayacağı gerçeğini değiştirmeyeceğinden ve sanığın yokluğunda verilen hükmün, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmakla, koşulları bulunmayan eski hale getirme isteği ile, 13.03.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü, CMUK"nın 310.maddesinde belirtilen bir haftalık yasal süreden sonra 01.07.2013 tarihinde temyiz eden sanık ..."in temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla CMUK"nın 317. maddesi gereğince tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE, 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.