Esas No: 2015/22283
Karar No: 2015/5951
Hırsızlık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/22283 Esas 2015/5951 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Sanık ..."ın sahtecilik ve hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin yapılan incelemesinde;
Sanığın yokluğunda verilen kararın Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre 12.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği ancak adresinde bulunmayan sanığa haber verilmesi için en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya bildirim yapılmadığının anlaşılması karşısında; tebligatın Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine uygun yapılmaması nedeniyle temyizin süresinde yapıldığı kabul edilerek yapılan incelemede;
Müştekinin 22.11.2004 tarihli ilk beyanında işyerindeyken görse tanıyabileceği eşgal bilgilerini belirttiği birinin oto parçası almak için dükkana gelmesi üzerine kendisinin parçayı getirmek için üst kata çıkıp, indiğinde parası ile ... plakalı aracının anahtarı ile aracının alındığını anladığını, dışarıya çıktığında soy ismini bilmediği Kenan isimli komşusunun aracın 2 kişi tarafından alındığını söylemesi üzerine aracının dükkana gelen kişi tarafından kullanıldığını ve yanında eşgalini görmediği birisinin de oturduğunu söylediği, suça konu bu aracın yaklaşık 4 yıl sonra 08.11.2008 tarihinde sahte plaka ve trafik ve tescil belgesiyle temyiz dışı sanık ..."ın kullanımda yakalandığı, bu sanığın beyanında aracın diğer sanık olan abisi ..."a ait olduğunu ve onun da aracı diğer sanık ..."dan aldığını söylediği, sanık ..."ın da aynı savunmada bulunduğu ancak aracı aldığına dair dosyaya bir belge sunmadığı, sanık ..."ın ise diğer abi-kardeş olan sanıkların beyanlarını kabul etmeyerek aracı satmadığını ve araçla bir ilgisinin bulunmadığını beyan ettiği, müştekinin yargılama aşamasındaki beyanlarında ise olay günü yargılanan 3 sanığın işyerine geldiğini, aracın anahtarını ve parasını temyiz dışı sanık ..."ın aldığını, aracı kullananın sanık ..., diğer şahsın ise diğer sanık ... olduğunu söyleyip, 07.01.2009 tarihinde cd"deki fotoğraflardan dava konusu sanıkları %100 teşhis ettiğini söylediği, bu şekilde müştekinin beyanlarının aşamalarda çelişkili olması, müştekinin sanıkları yüzyüze teşhis etmemesi, eşgal bilgisi denetiminin yapılmaması, aradan geçen süre, sanıkların fotoğraftan suçun işlendiği tarihten 4 yılı aşkın bir süreden sonra teşhis edilmesi, sanık ..."ın aracın kendisine ait olduğu yönündeki savunması ve dosya kapsamında sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunu işlediği hususunda başkaca maddi bir delilin de bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanık ..."ın eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında;
Sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK "nın 350/1, 512, 102/4, 104/2. maddelerine göre, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın aynı suça uyan 204/1, 165, 66/1-e, 67/4. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3.maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 765 sayılı Yasa hükümlerinin sanık yararına olması ve suçun işlendiği 21.11.2004 tarihinden inceleme tarihine kadar 7 yıl 6 aylık sürenin geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 325. maddesi gereğince hırsızlık suçu için yapılan bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanık ..."a sirayetine ve kararı temyiz etmeyen sanık ..."ın sahtecilik suçu için 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince "Kanun Yararına Bozma" ihbarında bulunulmasına,
2-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün yapılan incelemesinde;
Müştekinin 22.11.2004 tarihli ilk beyanında işyerindeyken görse tanıyabileceği eşgal bilgilerini belirttiği birinin oto parçası almak için dükkana gelmesi üzerine kendisinin parçayı getirmek için üst kata çıkıp, indiğinde parası ile ... plakalı aracının anahtarı ile aracının alındığını anladığını, dışarıya çıktığında soy ismini bilmediği Kenan isimli komşusunun aracın 2 kişi tarafından alındığını söylemesi üzerine aracının dükkana gelen kişi tarafından kullanıldığını ve yanında eşgalini görmediği birisinin de oturduğunu söylediği, suça konu bu aracın yaklaşık 4 yıl sonra 08.11.2008 tarihinde sahte plaka ve trafik ve tescil belgesiyle temyiz dışı sanık ..."ın kullanımda yakalandığı, bu sanığın beyanında aracın diğer sanık olan abisi ..."a ait olduğunu ve onun da aracı diğer sanık ..."dan aldığını söylediği, sanık ..."ın da aynı savunmada bulunduğu ancak aracı aldığına dair dosyaya bir belge sunmadığı, sanık ..."ın ise diğer abi-kardeş olan sanıkların beyanlarını kabul etmeyerek aracı satmadığını ve araçla bir ilgisinin bulunmadığını beyan ettiği, müştekinin yargılama aşamasındaki beyanlarında ise olay günü yargılanan 3 sanığın işyerine geldiğini, aracın anahtarını ve parasını temyiz dışı sanık ..."ın aldığını, aracı kullananın sanık ..., diğer şahsın ise diğer sanık ... olduğunu söyleyip, 07.01.2009 tarihinde cd"deki fotoğraflardan dava konusu sanıkları %100 teşhis ettiğini söylediği, bu şekilde müştekinin beyanlarının aşamalarda çelişkili olması, müştekinin sanıkları yüzyüze teşhis etmemesi, eşgal bilgisi denetiminin yapılmaması, aradan geçen süre, sanıkların fotoğraftan suçun işlendiği tarihten 4 yılı aşkın bir süreden sonra teşhis edilmesi, sanık ..."ın suçlamaları kabul etmemesi ve dosya kapsamında başkaca maddi bir delilin de bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın savunmasının aksini ispat edecek şekilde yüklenen suçtan mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 15/09/2015 tarihinde karar verildi.