Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11096 Esas 2022/4567 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11096
Karar No: 2022/4567
Karar Tarihi: 10.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11096 Esas 2022/4567 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/11096 E.  ,  2022/4567 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce davanın kabulüne dair karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 06/11/2020 tarih, 2020/İHK-24374 sayılı itirazın vekalet ücretine dair kısmın düzeltilmesine diğer itirazların reddine, dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, 07/10/2018 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki araç ile davalı tarafından ... ile sigortalanan aracın kazası neticesinde yaralandığını belirterek HMK 107. madde gereğince belirsiz alacak istemli 10.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 1.500,00 TL asli tıp rapor bedelinin sigorta şirketine başvuru tarihinden bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, talebini toplam 148.621,10 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem heyetince, başvurunun kabulü ile 148.621,10 TL sürekli iş göremezlik ve 1.500,00 TL adli tıp rapor ücreti olmak üzere toplam 150.121,16 TL’nin 10/01/2020 tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin düzeltilmesine, diğer itirazları reddedilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzük'ü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik'i, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik'i, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere
    Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Somut olayda hükme esas alınan 25/05/2020 tarihli üç kişilik adli tıp uzmanı tarafından hazırlanan heyet raporuna göre; davacının travma sonrası stres bozukluğu da dikkate alınarak Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı %42 olarak hesaplanmış, hakem heyetince bu rapor hükme esas alınarak talebin kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili ise kaza ile davacının psikolojik rahatsızlığı arasında illiyet bağı olmadığını savunmaktadır. Davacının maluliyetin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun, yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağının bulunduğunun da belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur. Bu nedenlerle bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
    Bu durumda, davacının psikolojik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakları dosya arasına getirtildikten sonra muayenesi de yapılarak, davacı için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik'i kapsamında ve yasal mevzuata uygun ruh sağlığı uzmanının da olduğu heyet tarafından, kazadan sonra oluştuğu belirtilen psikolojik rahatsızlıkların kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği, travma sonrası stres bozukluğunun süreklilik arz edip etmediği ve sürekli değilse ne kadar süre devam edeceği tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara