213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/7866 Esas 2016/7635 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/7866
Karar No: 2016/7635
Karar Tarihi: 13.12.2016

213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/7866 Esas 2016/7635 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, sahte fatura düzenlediği iddiasıyla yargılanmıştır. Ancak, vergi suçuyla ilgili yeterli delil bulunamadığı gerekçesiyle beraat etmiştir. Mahkeme kararında, sanığın kullandığı faturaların sahte olarak düzenlendiği iddiasıyla ilgili şirketler hakkında karşıt inceleme yapılmadığı, bankalardan suç tarihlerini kapsayan hesap özetlerinin istenilmediği ve düzenlenen faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığını belirlemek için gerekli incelemelerin yapılmadığı belirtilerek, eksik inceleme sonucu karar verildiği belirtilmiştir. Kararda, sanığın beraat etmesine karar verilmesine rağmen hüküm fıkrasında gerçek dışı faturalar düzenlediğinden bahsedilerek karışıklığa neden olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca, sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 1136 sayılı Kanun, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi.
21. Ceza Dairesi         2016/7866 E.  ,  2016/7635 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
HÜKÜM : Beraat

Gerekçeli karar başlığına sehven “2006” olarak yazılan suç tarihlerin; 2006 yılında suça konu son fatura tarihi “21.12.2006”, 2007 yılında suça konu son fatura tarihi “20.12.2007”olup, KDV indiriminde kullanılmaları nedeniyle “21.01.2007” ve “25.01.2008” olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
I-............ müdürü olan sanığın, sahte fatura düzenledikleri tespit edilen mükelleflerden temin ettiği faturaları yasal defterlerine kaydedip, KDV beyannamelerinde indirim konusu yapmak suretiyle 2006 ve 2007 takvim yıllarında “sahte fatura kullanma” suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında;
a- Sanık tarafından kullanılan faturaları sahte olarak düzenlendiği iddia edilen şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılıp, yapılmış ise vergi tekniği raporları dosyaya getirtilip, adı geçen mükellefler hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan açılmış dava bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa dava dosyalarının incelenmesi, bu davayı ilgilendiren ve sahteliği belirleyen delillerin dava dosyasına intikal ettirilmesi,
b- Savunmada belirtilen ilgili bankalardan suç tarihlerini kapsayan hesap özetlerinin istenilmesi, vergi inceleme raporlarında, mükellefin kullanmış olduğu fatura tutarlarını çek ve banka havalesi yoluyla ödemiş gibi göstererek muvazaalı işlem yaptığı belirtildiğinden, çekleri tahsil eden ..... ve ....... ile bankadan paraları çeken kişiler tanık olarak dinlenilerek, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden satıcı ile alıcı arasında mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan şirket banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler bulunup bulunmadığı, ödemelerin fiktif olup olmadığı dikkate alınarak faturaları düzenleyen şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, tüm bu araştırmaların sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,


II. Kabul ve uygulamaya göre de;
1- Sanık hakkında, vergi suçu, vergi tekniği raporları ve mütalaaya uygun olarak 2006 ve 2007 takvim yıllarında “sahte fatura kullanma” suçundan dava açılmasına ve hükmün gerekçe kısmında sanığın sahte fatura kullanmak suretiyle üzerine atılı vergi kaçakçılığı suçunu işlediğine dair yeterli delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen hüküm fıkrasında gerçek dışı faturalar düzenlediğinden bahsedilmek suretiyle karışıklığa neden olunması,
2- 1136 sayılı Kanun"un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 13.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara