Esas No: 2021/22668
Karar No: 2022/4748
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/22668 Esas 2022/4748 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/22668 E. , 2022/4748 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ..., ... İnş.San.ve Tic. A.Ş. ve ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 09/03/2022 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalılar ... ve ... vekili Av. ... ile davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; müvekkilinin davalılardan ...'den Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2015/15660 ve 15661 esas sayılı dosyalarından alacaklı olduğunu, bu dosyalar kapsamında davalının borcunu ödemeye yetecek herhangi bir malvarlığının bulunamadığını, ancak davalının dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mah, 5734 ada 1 parsel 1ve 2 nolu bağımsız bölümü davalı ... İnşaat'a, ... Mah, 6313 ada 6 parsel ve Ilıca Mah, 5735 ada 2 parsel 2 nolu bağımsız bölümü davalı ...'ya, ... Mah, 240 ada 1 parsel 2 nolu bağımsız bölümü davalı ...'a mal kaçırmak kastıyla devrettiğini, davalı ile diğer davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, şirketin zarar verme kastından haberi olduğunu, diğer taşınmazların piyasa bedellerinin çok altında bedellerle devrinin gerçekleştiğini belirterek tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... İnşaat vekili; dava konusu taşınmazların bedeli ödenerek müvekkil tarafından devralındığını, satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; ivazlar arasında aşırı bir dengesizliğin olmadığını, satışın gerçek bir satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili;ivazlar arasında aşırı bir dengesizliğin olmadığını, satışın gerçek bir satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; davalı ... inşaatın içinde bulunduğu darboğaza girme durumunu bilmesinin mümkün olmadığını, satışların Arsel İnşaat şirketine kaynak oluşturabilmek amacıyla gerçekleştirildiğini, satış değerleri arasında orantısızlığın bulunmadığını, diğer davalılar ile arasında herhangi bir organik bağın mevcut olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu ... ili, ... ilçesi, Ilıca mah, 5734 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 1 nolu bağımsız bölüm, aynı yer 2 nolu bağımsız bölüm, ... ili, ... ilçesi, ... mah, 6313 ada 6 parsel, aynı yer 5735 ada 2 parsel üzerinde bulunan 2 nolu bağımsız bölüm, ... ili, Menderes ilçesi, ... mah, 240 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazların davalı ... tarafından diğer davalılara devrine ilişkin tasarrufların İİK nın 278/1 ve 3-2 maddeleri gereğince iptali ile, davacıya Ankara 32.icra Müd.nün 2015/15660 ve 2015/15661 takip sayılı dosyalarındaki alacağı ile sınırlı olarak bu taşınmazlar üzerinde cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... İnş.San.ve Tic.A.Ş. vekili ve davalı ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davalı ... İnş.San.ve Tic.A.Ş. vekili ve davalı ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı ... İnş.San.ve Tic.A.Ş. vekili ve davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... İnş.San.ve Tic.A.Ş. vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık"nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.....283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 ...) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına
zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İlk Derece Mahkemesince; davalı 3.kişi ...’ya devredilen taşınmazlar (... Mah, 6313 ada 6 parsel ve Ilıca Mah, 5735 ada 2 parsel 2 nolu bağımsız bölüm) yönünden, taşınmazların piyasa değerinin altında kararlaştırılan (ivazlar arasında açık bir orantısızlık bulunan) bedellerle devrinin gerçekleştirildiği, bu sebeple İİK'nın 278/3-2.maddesi gereğince bağışlama hükmünde bulundukları ve iptale tabi oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de;varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Somut olayda; dava konusu ... Mah, 6313 ada 6 parsel sayılı taşınmaz 350.000,00 TL bedelle, Ilıca Mah, 5735 ada 2 parsel 2 nolu bağımsız bölüm 240.000,00 TL bedelle, davalı borçlu tarafından davalı 3.kişi ...’ya 30/09/2014 tarihinde tapuda satılmış; bilirkişi tarafından bu taşınmazlardan 6 parsel sayılı taşınmaz için 500.000,00 TL, 2 nolu bağımsız bölüm için 625.000,00 TL rayiç bedel belirlenmiştir. Bu haliyle bu iki taşınmazın tapudaki toplam devir bedeli ile toplam gerçek değer arasında mislini aşan bedel farkı oluşmamıştır. Bu durumda bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer ile tapuda gösterilen değer arasında mislini aşan bedel farkı bulunmadığı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesinin bu taşınmazlar yönünden gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır. Davalı 3.kişi ...’nın davalı borçlu ile yakınlığı veya tanışıklığı olduğu ya da İİK’nun 280/1 maddesi gereğince borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu da ispatlanamadığından davanın davalı 3.kişi ...’ya devredilen bu taşınmazlar yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... İnş.San.ve Tic.A.Ş. vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu yerel mahkeme kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA; HMK 373/1 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesinin esastan red kararının kaldırılarak dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine 3.815,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ...'ya verilmesine, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davalılar ... İnş. San ve Tic. A.Ş. ve ...'dan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 35.460,91 TL kalan onama harcının temyiz eden ....İnş. San. ve Tic. A.Ş. ve ...'dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'ya geri verilmesine 14/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.