Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15277 Esas 2022/4707 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/15277
Karar No: 2022/4707
Karar Tarihi: 14.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15277 Esas 2022/4707 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/15277 E.  ,  2022/4707 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 08/02/2022 Salı günü taraflar adlarına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili; davalı ... nezdinde ... poliçesi ile sigortalı bulunan, yaya konumunda ...’ye çarpması sonucu sonucu 08/09/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müteveffanın annesi, babası ve nişanlısı olan ...’nün vefat ettiğini,kazanın meydana gelmesinde müteveffa ...’nün kusursuz olduğunu, müvekkillerinin olay nedeniyle destekten yoksun kaldığını, sigorta şirketi tarafından anne Kader ve baba ... için yapılan ödemenin gerçek zararı karşılamaktan uzak olduğunu, beyanla, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 24/04/2019 tarihli dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava değerini, ... için 16.824,88 TL'ye, ... için 21.408,16 TL'ye, ... için 107.107,31 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu, başvuru sonucu toplam 72.616,84 TL destekten yoksun kalma tazminatının davacılara ödendiğinden sorumlulukları kalmadığını, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/06/2019 tarih ve 2017/1708 Esas, 2019/634 Karar sayılı ilamı ile toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacılardan ... tarafından davalıya karşı açılan davanın reddine, davacılardan ...'nün açtığı davanın kabulü ile 16.824,88 TL'nin temerrüt tarihi olan 15/03/2019 gününden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı ...'ye, ...'nün açtığı davanın kabulü ile 21.408,16 TL'nin temerrüt tarihi olan 15/03/2019 gününden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı ...'ye verilmesine,karar verilmiş; davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Adana Bölge Adliye Mahkemesi’nce; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/06/2019 tarih ve 2017/1708 Esas, 2019/634 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına, davacılardan ... tarafından davalıya karşı açılan davanın reddine, davacılardan ...'nün açtığı davanın kabulü ile 16.824,88 TL'nin temerrüt tarihi olan 15/03/2019 gününden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı ...'ye, ...'nün açtığı davanın kabulü ile 21.408,16 TL'nin temerrüt tarihi olan 15/03/2019 gününden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı Kadir Süslü'ye verilmesine, karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kanuna uygun gerektirici nedenlere ve HMK'nın 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, davacılardan Sevda yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri daha önceki yıllarda Fransa'dan alınan 1931 tarihli "PMF 1931" cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi'nin çalışmalarıyla "TRH 2010" adı verilen "Ulusal Mortalite Tablosu" hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu'na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
    Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alınan 14/08/2020 tarihli aktüerya raporunda, ... Yeni Genel Şartları gereğince, davacılar ve destek için muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesinde, TRH yaşam tablosu esas alınmış ve iskonto oranı %1,8 (teknik faiz) uygulanarak hesaplama yapılmış, devre başı ödemeli belirli rant yöntemine göre davacıların hak ettiği tazminat miktarı belirlenmiştir.
    Yukarıda açıklandığı üzere, Dairemizin Yargıtayda uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirmesi nedeniyle, tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu'nun kullanılması gerektiğinden,TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak hesaplama yapılması uygundur. Ancak; Anayasa Mahkemesi'nin 17/07/2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı gereği, destek tazminatı hesabında, yeni ... Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığı Dairemizce kabul edilmektedir.
    Açıklanan tüm bu nedenlerle; davacıların ve desteğin bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplamanın yapıldığı bilirkişiden öncelikle sigorta şirketince yapılan ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenerek (ödeme tarihindeki asgari ücret vs. dikkate alınarak) hesap yapılması, ödemenin yetersiz
    olduğu kanaatine varılması halinde rapor tarihindeki güncel veriler dikkate alınarak hesaplama yapılması için ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden,Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    3-2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2-b.maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
    Somut olayda, davacının poliçe kapsamında ödeme yapılmasını sağlamak için,davacılar ... ve ... tarafından , davalıya 07/10/2016 tarihinde başvuru yaptığı ve davalının 14/12/2016 tarihinde davacı ... için 39.260,41 TL ve ... için 33.356,43 TL olmak üzere toplam 76.214,84 TL ödeme yaptığı; ödemenin yetersiz olduğu iddiası ile eldeki davanın açıldığı görülmektedir.
    Bu durumda davalı ... şirketinin,davacılar ... ve Kader yönünden , sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrasına tekabül eden 20/10/2016 tarihinde temerrüde düştüğü gözetilerek faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi gerekirken, hatalı şekilde hesap raporunun düzenlendiği tarih olarak belirlenmesi doğru görülmemiştir.
    4- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13/4 maddesinde;" maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur." düzenlemesine yer verilmiş olup,davacılardan ... yönünden davanın tamamen reddine karar verilen incelemeye konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4-c nolu bendinde davalı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, kararda yazılı olduğu şekilde; tam ve nispi olarak hesaplanan 11.318,58 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
    5- 02/01/2020 tarih ve 30996 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2.maddesinde, bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusu üzerine görülen işlerin duruşmalarının ayrı avukatlık ücreti gerektireceği; ikinci kısım ikinci bölümünde, bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusunun birden fazla duruşma ile incelenmesi durumunda 3.400,00 TL avukatlık ücretine hükmedileceği düzenlenmiştir.
    İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar Kader ve ...’nın her birinin desteğin vefatı nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden ayrı ayrı duruşma vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı şekilde tek duruşma vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2),(3),(4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK 371. maddesi gereğince maddesi gereğince BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 14/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara