Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11476 Esas 2022/4820 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11476
Karar No: 2022/4820
Karar Tarihi: 15.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11476 Esas 2022/4820 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/11476 E.  ,  2022/4820 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 23/08/2020 tarih 2020/İHK-14247 sayılı itirazın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, 08/04/2016 tarihinde, davalıca zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olan araç ile davacının yolcu olduğu motosikletin karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.100,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz ile beraber davalı sigortadan tahsilini talep etmiş; ıslahla talebini 71.048,44 TL sürekli iş göremezlik olarak belirlemiştir.
    Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulüne, 71.048,44 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 01/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itirazın davacı lehine hükmedilen nisbi vekalet ücreti yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyet kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ATK veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik'i, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri
    arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik'i, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi tarafından düzenlenen 28/08/2019 tarihli rapor Uyuşmazlık ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından benimsenmiş olup bu raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan sürekli maluliyeti % 10 olarak belirlenmiştir. Ne var ki anılan bu raporda kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuata uygun olarak maluliyet değerlendirmesinin yapılmadığı, rapor tanziminde 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirleme yapılmadığı görülmektedir. Bu yönüyle, maluliyet oranı tespitine ilişkin bu rapor, hükme esas almaya elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma yetersizdir.
    Bu durumda İtiraz Hakem Heyeti tarafından; kazayla ilgili eksik kalan tedavi evrakları varsa temin edildikten sonra, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ölçülerine göre uzman bilirkişi heyetinden, davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş; kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    3-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nin 43.(6098 sayılı TBK’nin 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
    Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
    Somut olayda, davacı sigortalı motosiklette yolcu konumunda olduğu dikkate alındığında, hatır taşıması bulunduğunun kabulü ile tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerektirmiştir.
    4-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu'nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
    Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK'nun 44. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
    Somut olayda; motosiklette yolcu konumunda olan davacının kaza tespit tutanağına göre kaskının takılı olmadığı, aynı zamanda sürücü belgesiz kişinin aracında
    yolculuk yaptığı anlaşılmakla, hakemce tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle davalı lehine müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, indirim yapılmamış olması doğru görülmemiştir.
    5- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup, talebi kabul edilen davacı lehine Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından 10.036,30 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmiş, bu karara karşı davalı tarafından yapılan itirazın kabulü ile İtiraz Hakem Heyetince nisbi vekalet ücretinin 1/5’i oranında 2.007,26 TL vekalet ücretinin davalı ... şirketinden alınarak davacı başvurana ödenmesine karar verilmiştir.
    Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinde "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücreti olan 3.400,00 TL’ye hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretinin 1/5’i oranında ve maktunun altında olacak şekilde 2.007,26 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2),(3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, (5) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya ve davacıya geri verilmesine 15/03/2022 gününde 4 nolu bent yönünden oy çokluğu diğer bozma nedenleri yönünden oybirliğiyle karar verildi.
    KARŞI OY
    Yolcu olan davacının maluliyeti ayaktan olup kask takmamasının müterafik kusur oluşturmayacağı, kusur durumuna göre kaza münhasıran ehliyetsizlikten meydana gelmemiş olup, somut olayda müterafik kusur indirimi uygulanmasını gerektirecek bir husus bulunmadığından sayın çoğunluğun bozma ilamındaki (4) nolu bende katılmıyorum.

    Hemen Ara