Esas No: 2015/9060
Karar No: 2016/7600
Karar Tarihi: 13.12.2016
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/9060 Esas 2016/7600 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-)Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle; suça konu senet asıllarının celp edilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde belge asıllarının dosya içine konulması, belgelerin yasal unsurları taşıyıp taşımadığı, iğfal kabiliyetinin ne şekilde oluştuğu kararda tartılışıp değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken resmi belgede sahtecilik suçundan yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
2-)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararı ile buna uyumlu Daire kararlarında da açıklandığı üzere; önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar kandırıcı nitelikteki davranışlar nedeniyle meydana gelmediğinden dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı, somut olayda ise; sanığın, suça konu senetleri daha önceden doğmuş borcu karşılığında tanık ...’a verdiğinin tanık ve katılanın beyanlarıyla anlaşılan eyleminde, borç önceden doğmuş bulunduğundan senet vermesinin hile unsuru olarak kabul edilemeyeceği ve verilen senetler ile zarar arasında nedensellik bağı bulunmadığından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı gözetilerek yüklenen dolandırıcılık suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
3-)Kabul ve uygulamaya göre de;
a-)Katılanın, sanığı tanımadığını, suça konu senetleri...’dan aldığını, tanık...’nın ise senetleri borcuna karşılık sanığın verdiğini, kendisinin de borçlu olduğu katılana açık şekilde verdiğini beyan etmeleri karşısında, suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nun 688/5. (karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK"nun 776 ve 777.) maddesi uyarınca bonoda kime ve kimin emrine ödenecek ise onun ad ve soyadının yazılı bulunmasının zorunlu olması, somut olayda sanık tarafından sahte olarak düzenlenen suça konu senetlerin verildiği sırada senetlerde lehdarın ad ve soyadının yazılı olmadığının belirlenmesi karşısında, Yargıtay İBK"nun 14.12.1992 tarih ve 1/5, Ceza Genel Kurulu"nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere kambiyo senetlerinde sanıkla iştirak ilişkisi bulunmayan 3. kişiler veya mağdur tarafından senet icra takibine verilirken eksik zorunlu unsurların sonradan tamamlanması durumunda suça konu senedin bono vasfını taşıdığının kabulü mümkün olmadığı cihetle, eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
b-)Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan hükmolunan hapis cezası takdiren asgari hadden tayin olunduğu halde, hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının aynı gerekçelerle alt sınırdan uzaklaşılarak 90 gün olarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
c-)TCK"nun 43. maddesinin uygulanabilmesi için "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" gerektiği cihetle; sanığın tek bir borç ilişkisine yönelik olarak üç adet senedi aynı anda vermiş olması ve bu senetlerin farklı zamanda düzenlendiğine dair bir tespitin bulunmaması karşısında, yüklenen suçlar için zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
ç-)TCK’nun 43. maddesinde asgari arttırım oranının ¼ olarak belirlenmesine rağmen, her iki suç için 1/6 oranında arttırım yapılmak suretiyle eksik ceza tayini,
d-)Sanığın yüklenen suçları zincirleme şekilde işlediği kabul edilerek arttırım yapılırken uygulama maddesinin TCK’nun 43/1. maddesi yerine 143. maddesi olarak yanlış yazılması,
e-)TCK"nun 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceği"nin belirtilmesi karşısında; mahkemece sanık hakkında "cezanın aynen yerine getirilmesine” karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm tesisi,
f-)Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan hükmedilen tam gün karşılığı para cezasının paraya çevirilmesi sırasında uygulama maddesinin gösterilmemesi,
g-)Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası da nazara alınarak aynı maddenin 1. fıkrasındaki yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
h-)Suça konu senet asıllarının dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmesi gerekirken, asıllarının iade edilip suretlerinin delil olarak saklanmasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafii ve Cumhuriyet Savcılarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı yasa ile değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.