Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/1725 Esas 2022/5077 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1725
Karar No: 2022/5077
Karar Tarihi: 16.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/1725 Esas 2022/5077 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/1725 E.  ,  2022/5077 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında verilen davanın reddine ilişkin hüküm hakkında davacı vekilinin, başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; istinaf talebinin kabulüne, yeniden hüküm kurulmasına ilişkin kararın, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    K A R A R
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...’dan alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine Denizli 9. İcra Müdürlüğü’nün 2016/3121 ve 2016/3120 sayılı dosyalar ile takip yapıldığını, davalı borçlunun aciz halinde olduğunu, davalı borçlu adına kayıtlı “... İli, ... İlçesi, ... Mah. 1552 ada, 3 parsel, 4. kat, 5 nolu bağımsız bölümün “mal kaçırma gayesi ile diğer davalıya devredildiğinin tespit edildiğini beyan ederek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline, icra dosyalarındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiş hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yeniden hüküm tesisine, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava İİK 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK'nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK'nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK'nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK'nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda; mahkemece davalı ...’in babası olan dava dışı ... ile davalı borçlu arasında ticari ilişki olduğunun ve dava dışı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş.'nin yönetim kurulunda görev yaptıklarının anlaşılmış olmasına göre davacı vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmişse de davalı ... vekilinin davalı borçlu adına kayıtlı çokça gayrimenkul haricinde ... mevcut hesabında yaklaşık 2.500.000 Euro/Dolar bulunduğunu beyan etmesine göre, davalı borçlunun Bank Asya’da hesabı olup olmadığı, hesap bulunması halinde hesapta bakiyenin tespit edilmesi halinde dosya borcunu karşılayıp karşılayamayacağının belirlenmesine göre davalı borçlunun aciz halinin değerlendirilmesi gerekirken söz konusu işlemler yapılmaksızın davalı borçlunun adreslerinde yapılmış haciz tutanaklarını aciz vesikası hükmünde kabul edilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın HMK’nın 373/2. maddesi gereğince Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e geri verilmesine 16/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara