Esas No: 2021/25959
Karar No: 2022/5249
Karar Tarihi: 18.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/25959 Esas 2022/5249 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/25959 E. , 2022/5249 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı ... şirketinin trafik sigortacısı olduğu aracın davacının sürücüs olduğu araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, daha önce tahkim yoluna yapılan başvuru neticesinde %8 maluliyet oranı üzerinden tazminat hükmedildiği ancak artan maluliyetin oluştuğunu belirterek bedel artırım dilekçesiyle birlikte 189.422,93 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma,toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; başvurunun kabulü ile 189.422,93 TL tazminatın 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından itiraz yoluna başvurulması üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, davalı vekilinin itirazının kabulü ile maluliyet raporunda davacının maluliyetinde gelişen bir durum olduğuna ilişkin bir inceleme ve tespit yapılmadığını, ayrıca %26 maluliyet raporunun tahkime başvurmadan önce davalıya sunduğu ancak davalı tarafından alınan %8 maluliyet belirleyen medikal rapora göre ödeme yapıldığını, bu dosyaya sunduğu% 26,2 oranındaki maluliyet ile, önceki başvuruda belirlenen maluliyet oranının aynı olduğu, dolayısıyla maluliyet oranında bir artıştan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin kesin hüküm itirazının kabulüne başvurunun usulden reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi ya da üniversitelerin adli tıp bölüm başkanlıklarının, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihinden sonra Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Başvuru sahibi vekili, davacının meydana gelen kazada yaralandığını ve malul kaldığını, cismani zararın tazmini amacı ile daha önce tahkim komisyonuna başvuru yapıldığını, yapılan başvuru neticesinde %8 maluliyet oranı üzerinden karar verildiğini, bu kez maluliyet oranının artış gösterdiğini belirterek alınan yeni rapora göre davacının maluliyet oranının % 26,2 olarak tespit edildiğini açıklayıp maluliyet oranındaki bu artış sebebi ile aradaki farka ilişkin maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir.
Trafik kazası sonucu yaralanmalar nedeni ile ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacaktır.
Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durum yönünden yeniden dava açılabilmesi mümkündür. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği gerçek zararın tespiti açısından önemlidir.
Dosya kapsamından, ilk tahkmi başvurusunda sunulan 23/10/2015 tarihli Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu Raporuna göre ,depresyon,diyabet, sağ el ve ayak bilek kırıkları nedeniyle toplamda %26 oranında maluliyet oranı belirlenmiş ancak ilk tahkim yargılamasında sadece %8 olarak maluliyet dikkate alınarak hüküm tesis edilmiştir. Söz konusu raporun hangi yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği de raporda belirtilmemiştir. Eldeki dosyada ise 23/10/2018 tarihli Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu Raporuna göre sağ el bilek kırığı, (%10 ) sağ ayak bilek hareket kısıtlılığı(%7) ve travma sonrası stres bozukluluğunun 1/5 i (%10) dikkate alınarak Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre %26,20 oranında maluliyetin oluştuğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamından, davacıya yeni ve gelişen durumlar nedeni ile tıbbi müdahale yapıldığına ilişkin bilgiler bulunmamaktadır. Maluliyete ilişkin raporda da gelişen durum
olup olmadığı ve bunun sebebi açıklanmamış maluliyet oranının %26,20 olduğu belirlenmiştir. Ayrıca ilk tahkim yargılamasına konu maluliyet raporunda da dayanak yönetmelik belirtilmemiştir.
Maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunmakla birlikte, bu farklılığın maluliyet oranında zaman içinde ortaya çıkan gelişen durum olup olmadığı konusunda yapılmış bir araştırma da yoktur.
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti'nce; tüm tedavi evraklarının dosyaya teminin sağlanması, maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunduğu dikkate alınarak, iki rapor arasındaki bu çelişkinin giderilmesi ile oran farklılığının maluliyette artış olarak kabul edilip edilemeyeceği (iki raporda maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı) hususlarında,Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden ya da Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından olay tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği atfı ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine uygun gerekçeli, denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu rapor alınması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.