Esas No: 2021/10717
Karar No: 2022/5308
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10717 Esas 2022/5308 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/10717 E. , 2022/5308 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında İtiraz Hakem Heyetince verilen 15/12/2019 tarih, 2019/İHK-19405 sayılı kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davalı ... nezdinde ... poliçesi ile sigortalı bulunan aracın, davacının sevk ve idaresindeki motosikletle çarpışması neticesinde 23/10/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda, müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin gerçek zararı karşılamaktan uzak olduğunu, bakiye tazminat ödenmesi talebiyle yapmış oldukları başvurunun sonuçsuz kaldığını beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 15.000,00 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı ve 354,00 TL rapor ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 08/08/2019 tarihli dilekçesiyle talebini 68.352,88 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; başvurunun kabulü ile 64.998,88 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı ve 354,00 TL adli rapor ücretinin 15/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ... Sigorta A.Ş. 'den alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekilince İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz edilmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, davalı ... vekilinin itirazının kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılarak, başvuru sahibinin talebinin dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti kararı davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Eldeki davada kaza tarihinin 09/04/2017 tarihi olmasına göre düzenlenecek raporun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik'e uygun olması gerekir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 29/03/2019 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan özür oranı %28 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirleme yapıldığı görülmekte olup raporun kaza tarihi olan 23/10/2018 itibariyle yürürlükte olan Yönetmelik'e uygun olduğu açıktır.
İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davacının davalıya başvuru sırasında sunduğu maluliyet raporunun her ne kadar Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlandığı belirtilmiş olsa da içeriği itibarıyla bu Yönetmelik'in 6/7 ve 9 uncu maddelerine uygun bir rapor niteliği de taşımadığı, bu nedenle sigorta kuruluşuna gerekli belgelerle ve geçerli başvuru yapılmadığı ve tahkime başvurulmadan önce usulüne uygun yapılmış başvuru bulunmasının dava şartı olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olup davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK'nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK'nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK'nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu Dairemizin yerleşik uygulamaları ile kabul edilmektedir. Bu başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin her halükarda tamamlanabileceği açıktır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından hükme esas alınan 29/03/2019 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere uygun biçimde, konusunda uzman doktor bilirkişi heyeti tarafından ve kazadaki yaralanma ile maluliyet arasındaki illiyet bağı da kurularak düzenlendiği, karara esas alınabilir bir rapor olduğu gözetilmek suretiyle inceleme yapılması, davalı vekilinin UHH kararına ilişkin diğer itirazları da değerlendirilip karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.