Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12310 Esas 2022/5338 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/12310
Karar No: 2022/5338
Karar Tarihi: 21.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12310 Esas 2022/5338 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/12310 E.  ,  2022/5338 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ...aleyhine 09/01/2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun usulden reddine dair verilen kararın davacı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin itirazının reddine dair verilen 26/10/2020 tarih ve 2020/İHK-22650 sayılı kararın davacı vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelendi, gereği görüşüldü.
    KARAR
    Davacı vekili; 24/01/2018 tarihinde davacının yolcu konumunda olduğu davalıya trafik sigortalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucunda yaralanarak en az %32.8 oranında malul kaldığını, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, davalı tarafından 15/05/2019 tarihinde yapılan 55.127,00 TL ödemenin eksik olduğunu, davalıya yapılan başvurudan sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL sürekli maluliyet tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili; davacıya ödeme yapıldığından başvurunun reddi gerektiğini, hatır taşıması indirimi gerektiğini, maluliyet raporunun hüküm vermeye elverişli olmadığını, kusur tespiti gerektiğini beyanla başvurunun reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun usulden reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, davacı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 08/10/2019 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %32.8 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirleme yapıldığı görülmekte olup, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olmadığı açıktır.
    İtiraz Hakem Heyeti tarafından ise, davacının davalıya başvuru sırasında sunduğu maluliyet raporunun usule uygun düzenlenmediği ve KTK’nın 97. maddesi ile ... Genel Şartları gereği gerekli olan tüm belgeler ile başvuru yapılmadığı, tahkime başvurulmadan önce usulüne uygun yapılmış başvuru bulunmasının dava şartı olduğu ve eksikliğin sonradan ikmal edilemeyeceği gerekçesiyle, davacının itirazının reddine karar verilmiştir.
    Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK'nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK'nın 115. maddenin 2. fıkrası gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile, zorunlu mali sorumluluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu Dairemizin yerleşik uygulamaları ile kabul edilmektedir. Bu başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise, usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin her halükarda tamamlanabileceği açıktır.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacıda oluşan maluliyetin tespitine yönelik raporun yukarıda sayılan özellikleri taşımaması bir eksiklik ise de bu eksiklik yargılama sırasında tamamlanabilir niteliktedir.
    Şu halde İtiraz Hakem Heyetince; davacının kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek, önceki rapor da irdelenmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte olan 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere uygun şekilde belirlenmesi için, en yakın üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara