Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12329 Esas 2022/5335 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/12329
Karar No: 2022/5335
Karar Tarihi: 21.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12329 Esas 2022/5335 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/12329 E.  ,  2022/5335 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/03/2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazının kabulü ile UHH kararı kaldırılarak başvurunun usulden reddine dair verilen 14/11/2020 tarih ve 2020/İHK-24335 sayılı kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelenerek gereği görüşüldü.
    KARAR
    Davacı vekili; 14/04/2018 tarihinde davacının yolcu konumunda olduğu ve davalıya trafik sigortalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucunda davacının yaralandığını ve büyük bir şok geçirdiğini, kaza tarihinden bu yana psikolojik tedavi gördüğünü, ağır ilaçlar kullanmak zorunda kaldığını, Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesinden alınan raporda post travmatik stres bozukluğu nedeniyle %30 oranında malul kaldığını, 3 ay bakım ihtiyacı duyacağının tespit edildiğini, davalıya yapılan başvurunun reddedildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 41.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 25/08/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle toplam talebini 211.950,08 TL ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; davacının kaza sebebiyle herhangi bir kalıcı maluliyetinin bulunmadığını, rahatsızlığın tedavi ile iyileşmesi mümkün bir rahatsızlık olduğunu, tanının kaza ile illiyeti bulunmadığını, hangi tedavi yöntemlerinin uygulandığı, hastalığın ne derecede olduğu ve kalıcı olup olmadığı, ilaç tedavisi görüp görmediği bilinmeden sunulan rapordaki maluliyet oranının kabulünün mümkün olmadığını savunarak, başvurunun reddini istemiştir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulü ile toplam 211.950,08 TL maddi tazminatın 09/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince; davalının itirazının kabulü ile uyuşmazlık hakem heyeti kaldırılarak, başvurunun usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp tazminat talebinde bulunmuştur. Davacıda oluşan maluliyetin tespitine yönelik olarak Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği belirtilen maluliyet raporunda, davaya konu kazada davacının yaralandığı, tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen post travmatik stres bozukluğu tanısına bağlı sürekli iş göremezlik oranının %30 olduğu, mevcut arızasının emsallerine göre iyileşme süresinin 3 ayı bulacağı, bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği, kişinin bu sürede bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı bildirilmiş, davalı vekili, kaza ile davacının psikolojik rahatsızlığı arasında illiyet bağı bulunmadığını, rahatsızlığın tedavi ile iyileşmesi mümkün bir rahatsızlık olduğunu savunmuş; Hakem Heyetince, raporun iki uzman ve psikiyatri anabilim dalı bünyesinde görevli bir uzmandan oluşan kurul tarafından fiziki muayene yapılmak, tıbbi belgeler incelenmek ve illiyet bağı kurulmak suretiyle kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olarak düzenlendiği gerekçesiyle başvurunun kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, raporun davacı fiziki olarak muayene edilmeden, sadece önceki tıbbi belgelerin incelenmesi neticesinde düzenlenen raporun geçerli olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin itirazının kabulü ile hakem heyeti kararı kaldırılarak, başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Davacının maluliyetinin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağının bulunduğunun belirlenmesi, sorumluluk açısından zorunludur.
    Maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik uyarınca ve fiziki muayene yapılarak düzenlendiği belirtilmekte olup, İtiraz Hakem Heyetinin aksi yöndeki gerekçesi dosya kapsamına uygun olmamakla birlikte, raporda davacının psikiyatrik tedavi görüp görmediği, travma sonrası stres bozukluğunun tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği, belirlenen oranın davacının kalan ömrü boyunca devam edip etmeyeceğine, kaza ile maluliyet arasındaki illiyet bağına ilişkin açıklamalara yer verilmemiştir. Bu nedenlerle maluliyet raporu bu hali ile karar vermeye elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
    Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince; davacının psikolojik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakları dosya arasına getirtildikten sonra muayenesi de yapılarak, davacıya ait dosyada bulunan rapor da irdelenmek suretiyle en yakın üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından rapor alınarak, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre kazadan sonra oluştuğu belirtilen psikolojik rahatsızlığın kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, post travmatik stres bozukluğunun ömür boyu sürüp sürmeyeceği konusunda içerisinde psikiyatri uzmanı da bulunan bir heyetten açıklayıcı, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara