Esas No: 2021/12781
Karar No: 2022/5492
Karar Tarihi: 22.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12781 Esas 2022/5492 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/12781 E. , 2022/5492 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılaması sonunda başvurunun kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde İtiraz Hakem Heyetince itirazının kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; 22/07/2013 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında davacı yolcunun yaralanarak malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.050,00 TL. tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, talebini 135.991,40 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; talebin reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; talebin kısmen kabulü ile 109.043,12 TL'nin 05/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın kısmen kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, başvurunun kısmen kabulü ile 87.484,49 TL tazminat ve 1.250,00 TL rapor ücretinin 05/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 15/06/2020 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği gereğince kaza tarihi itibariyle %8 olarak belirlenmiş, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından alınan 13/11/2020 tarihli bir adli tıp uzmanı ve bir ortopedi ve travmatoloji uzmanı tarafından hazırlanan raporda Çalışma Gücü
ve Meslekte Kazanma Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği gereğince %13,2 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporlar birbiriyle çelişkili olup belirlenen maluliyet oranları arasında da fark bulunmaktadır. Raporlar arasındaki açık çelişki giderilmeden karar verilmesi eksik inceleme niteliği taşımaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davacının kazadaki yaralanmasına ilişkin olup da dosya kapsamında yer almayan tüm tedavi belgeleri ile dosyada bulunmayan maluliyet raporlarının toplanması; daha sonra, en yakın üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından, kaza ile illiyet bağı içindeki rahatsızlıklara dair maluliyet oranının kaza tarihi itibariyle geçerli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirleyen, dosyadaki raporlar arası çelişkiyi gideren, denetime elverişli bir rapor alınması ve oluşacak sonuca göre (maluliyet oranı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Adli tıp ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilerek hüküm altına alınması gerekirken hükmedilen tazminat bedeline eklenerek karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
4-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3), (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.