Esas No: 2021/11729
Karar No: 2022/5541
Karar Tarihi: 22.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11729 Esas 2022/5541 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11729 E. , 2022/5541 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 18/10/2019 tarih 2019/İHK-12011 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıya sigortalı aracın karıştığı kazadan dolayı müvekkilinin maluliyeti bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.100,00 TL tazminatın tahsilini talep ve dava etmiş; 28/05/2019 tarihli dilekçesi ile talebini 51.985,79 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından, başvurunun kabulü ile 51.985,79 TL’nin 30/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine dair verilen karara karşı davalı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
1-Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2. maddesinde tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebileceği düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından, davacı vekili ile davalının sigortalısı arasında 17/09/2015 tarihli ibraname düzenlendiği, ibraname içeriğinde perte çıkan araç bedeli, hastane masrafı, her nevi tazminat hakkının davalının sigortalısından tahsil edildiği, davacının herhangi bir maddi alacağı kalmadığı ifadesinin yer aldığı anlaşılmaktadır. Davacının sigorta şirketine başvuru tarihi 19/11/2018, sigorta tahkim komisyonuna başvuru tarihi ise 11/01/2019 olup 09/11/2018 tarihli İnönü Üniversitesinden alınan rapora göre davacının tedavisinin devam ettiğine yahut gelişen duruma dair bir bulguya da rastlanmadığı anlaşılmakla; KTK m. 111/2 gereği ibradan sonraki 2 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmamış olmasına göre davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22/03/2022 gününde Başkan ...'nın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Başvurucu, sigorta kuruluşundan maluliyet tazminatı talebinde bulunmuş, Uyuşmazlık Hakem Heyetince 51.985,79 TL zarar belirlenmiş ve tazminatın tahsiline karar verilmiş, sigorta kuruluşunun itirazı, İtiraz Hakem Heyetince reddedilmiştir.
Başvurucu ile haksız fiil sorumlusu arasında 17/09/2015 günü (kaza tarihi 30/08/2015) tedavinin devam ettiği, maluliyetin belirlenmediği tarihte ibraname düzenlenmiştir. Başvurucunun maluliyeti % 6 olup 09/11/2018 tarihli raporla tespit edilmiştir. Tedavi süresinde düzenlenen ibraname içeriğinde hastane masrafı ve her türlü tazminat ibaresinin daha tespit edilmeyen maluliyeti kapsadığı düşünülemez. Bu husus 4.HD. (17.H.D) içtihatlarıyla kararlılık kazanmıştır. Yine söz konusu ibraname başvurucu ile haksız fiil sorumlusu arasında düzenlenmiştir. Ödediği miktar kadar diğer müteselsil borçluları borçtan kurtarır. KTT 111. madde hükmünün uygulanması sözleşmenin tarafları arasında olmalıdır. Yine bu husus 4.H.D (17.H.D.) kararlık kazanmış içtihatlarındandır.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde ki sayın çoğunluğun İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulması yönündeki kararına katılmıyorum.