Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13237 Esas 2022/5697 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/13237
Karar No: 2022/5697
Karar Tarihi: 23.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13237 Esas 2022/5697 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/13237 E.  ,  2022/5697 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili; 01/08/2017 tarihinde davalıya sigortalı araç ile seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu gerçekleşen tek taraflı kazada yolcu olan davacının yaralanarak malul kaldığını, davalı tarafından ödeme yapılmış ise de eksik ve yetersiz olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 39.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 1.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 40.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20/10/2020 tarihli dilekçesi ile 17.467,17 TL geçici iş görmezlik tazminatı, 56.534,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere dava değerini 74.001,99 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kısmen kabulü ile 56.534,00 TL tazminatın 19/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, davalı vekilinin karara itirazı üzerine itirazının reddine dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve
    Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    Somut olayda, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından hükme esas alınan Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'nın 18/11/2019 günlü raporunda davacının maluliyetinin Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğe ekli cetvellerdeki hesaplama yöntemine göre değerlendirilmesi sonucunda %15 beden özürlülük oranı olduğu tespit edilmiş, Hakem Heyetince anılan rapor karara esas alınarak talebin kabulüne karar verilmiş, karara karşı itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, davalı ... vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı olduğuna dair yaptığı itiraz reddedilmiştir.
    01/08/2017 kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan " Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik" hükümleri esas alınması gerekirken kaza tarihinde yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre düzenlenen raporun karara dayanak yapılması doğru olmamıştır.
    O halde, İtiraz Hakem Heyetince, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalından "Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik" hükümlerine göre usulüne uygun, denetime ve karar vermeye elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla yeni bir rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre, temyiz eden davalının lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacı tarafından yapılan başvuru neticesinde davalı ... şirketince tarihinde 16/01/2020 tarihinde ödeme yapılmıştır.
    Hükme esas alınan aktüer raporunda sigorta şirketinin ödeme tarihi olan 16/01/2020 tarihi itibariyle hesaplama yapılmış, davacının zararının sürekli işgöremezlik için 206.853,28 TL, geçici işgöremezlik için 16.724,84 TL olduğu belirlenmiştir. Davacı taraf, davadan önce davalı tarafından ödemenin gerçek zararın altında olduğunu iddia ederek tazminat talebinde bulunmuş; davalı ise, davadan önce yapılan ödemenin yeterli olduğu savunmasında bulunmuştur. Taraf iddia ve savunmalarına göre, davacı tarafın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 111/2. maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunduğu gözetilmek suretiyle tazminat hesabının yapılması gerektiği açıktır. Zarar sorumlusu davalı tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için; öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması ve hesaplanan bu bedel ile davalı tarafından ödenen bedel arasında fahiş fark olup olmadığının saptanması; fahiş fark tespitinin yapılması halinde, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir.
    Hakem Heyetinin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, anılan biçimde hesaplama yapılmamış; sadece, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanan bedelden, davalı ödemesi düşülmesiyle yetinilmiştir. Rapor bu yönden hükme esas almaya elverişli olmadığından, bu rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hakem Heyetince hesap tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülmek suretiyle
    tazminat hesabı yaptırılarak hasıl olacak sonuca göre, temyiz eden davalının lehine usulü kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    3-Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurusu kısmen kabul edilen ve kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 8.149,42 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Davalı vekili tarafından davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti de itiraza konu edilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince davalının vekalet ücretine ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir.
    5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
    Açıklanan nedenlerle; Uyuşmazlık Hakem Heyetince davacı yararına hükmedilecek vekalet ücreti için yukarıda adı geçen Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasının uygulanması gerektiği gözetilerek AAÜT'nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi ve İtiraz Hakem Heyetince davalı ... vekilinin bu yöne ilişkin itiraz başvurusunun reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara