Esas No: 2021/12149
Karar No: 2022/5623
Karar Tarihi: 23.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12149 Esas 2022/5623 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/12149 E. , 2022/5623 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılaması sonucunda; davacının davasının kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince, davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen 26/08/2020 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili 14.11.2019 tarihli Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; 11.06.2018 tarihinde davalıya sigortalı aracın karıştığı kazada yaya konumunda bulunan davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli işgöremezlik zararı için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL maddi tazminatının başvuru tarihi 13.08.2018 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, dava değerini 90.490,33 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; başvurunun reddini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davanın kabulü ile 90.490,33 TL maddi tazminatın 28.08.2019 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, davacının maluliyet oranının belirlenmesi açısından düzenlenen ve Hakem Heyetince hükme esas alınan Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 08.08.2019 tarihli raporunun Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılmaktadır. 11/06/2018 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlüktedir.
İtiraz Hakem Heyetince; davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınarak, davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
3-Sigorta Hakem Heyetince, tayin edilen hesap bilirkişisinden başvuru sahibinin talep edebileceği tazminat miktarının tespiti için bilirkişi raporu alındığı görülmüştür. Sigorta şirketi 99 yaşa kadar hesaplama yapılmasının yanlış olduğunu belirterek bilirkişi raporuna ve sonrasında bu rapora göre verilen karara itiraz etmiştir.
Heyetçe alınan 25.07.2020 tarihli ara kararla "başvuranın maluliyet tazminatının TRH 2010 tablosu esas alınarak beklenen ömür yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiği” kanaatine varılarak; bu hususta bilirkişiden ek rapor alınmasına, ek rapor tanzimi için 200,00 TL ücret takdirine, takdir edilen bilirkişi ücretinin itiraz eden sigorta şirketi tarafından 3 (üç) iş günü kesin süresi içinde yatırılmasına” karar verilmiştir.
Ancak sigorta şirketince, kendilerine verilen kesin süre dahilinde ve sonrasında bilirkişi ücreti yatırılmadığından, itirazlar doğrultusunda dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılamamış, dosyadaki mevcut bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edilerek, beklenen ömür yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiği yönündeki itirazın reddine karar verilmiştir.
TBK'nun 50/1. Maddesi uyarınca zararı ispat külfeti davacıya aittir. Davalı, TRH 2010 yaşam tablosundaki son yaş olan 99 yaşına kadar tazminat hesabı yapılmasının doğru olmadığı itirazında bulunduğuna ve ... Genel Şartları gereğince bu itirazı yerinde olduğuna göre davacının muhtemel bakiye ömür süresi (tablodaki son yaş olan 99 yaşa kadar değil, hesap tarihindeki yaşına göre saptanacak bakiye ömür süresi) için ve irat katsayılarının belirlenmesinde "devre başı ödemeli belirli süreli rant" formülü kullanılarak hesaplamanın yapılması hususunda, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre (davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar korunarak) karar verilmesi gerekirken, ispat külfeti ters çevrilmek suretiyle ve eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4-5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
Açıklanan nedenlerle; Uyuşmazlık Hakem Heyetince davacı yararına hükmedilecek vekalet ücreti için yukarıda adı geçen Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasının uygulanması gerektiği gözetilerek AAÜT'nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi ve İtiraz Hakem Heyetince davalı ... şirketi vekilinin bu yöne ilişkin itiraz başvurusunun reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23/ 03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.