21. Ceza Dairesi 2016/8842 E. , 2016/7462 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanığın, 2005 takvim yılında sahte fatura kullandığı iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın mal ve hizmet alımlarının gerçek olduğunu, ödemeleri banka aracılığıyla çekle yaptığını beyan ederek bunların listesini, çek tahsilat makbuzlarını, ilgili fatura asılları ile 2005 yılına ait yevmiye defterini ibraz etmesi karşısında, sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen vergi raporlarında adı geçen şirketler hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan dava açılıp açılmadığı, açılmış ise akıbeti araştırılıp dava dosyası celp edilip incelenerek özetinin duruşma tutanağına geçirilmesi, bu dava ile birleştirilememesi halinde, bu davayı ilgilendiren ve sahteliği belirleyen delillerin ve faturaların onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım satım karşılığı olup olmadığının, mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile, faturaları düzenleyen mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılarak çekle yapılan ödemelerin muvazaalı olup olmadığının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesinden sonra toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Farklı vergi dönemlerinde birden fazla sahte fatura kullanma eyleminde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle, suça konu faturaları farklı dönemlerde kullandığının anlaşılması karşısında sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.06.2008 gün 2008/7-133-2008/162 sayılı kararında açıklandığı üzere, koşullu bir düşme nedeni oluşturan "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" müessesenin objektif koşulların varlığı halinde, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re"sen mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı,
4- T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 06.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.