Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12996 Esas 2022/6086 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/12996
Karar No: 2022/6086
Karar Tarihi: 29.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12996 Esas 2022/6086 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/12996 E.  ,  2022/6086 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin itirazın reddine dair kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    K A R A R
    Davacı vekili 29/04/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanıp % 30 oranında malul kaldığını belirterek, şimdilik 20.000,00 TL tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; bilirkişi raporu doğrultusunda talebini 244.428,51TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından başvurunun kabulü ile 244.428,51 TL sürekli maluliyet tazminatının 23/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş,davalı vekili karara itiraz etmiştir. İtiraz Hakem Heyetince itiraz reddedilmiş, davalı vekili kararı temyiz etmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Somut olayda, hükme esas alınan ,İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 20/07/2018 tarihli raporunda davacının kazadan kaynaklı travma sonrası stres bozukluğundan kaynaklı maluliyetinin %30 oranında olduğu belirtilmiş ve kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre alınmış ise de, raporu düzenleyen heyette davacının dava konusu kazadan kaynaklı maluliyetine ilişkin psikiyatrik değerlendirmeleri yapacak uzman doktorun bulunmadığı,belirtilen hastalığın davacının bakiye ömrü boyunca aynı oranda devam edip etmeyeceği tespiti yapılmadığından hükme esas alınabilecek yeterlikte olmadığı görülmüştür. Eksik inceleme ile karar verilemez.
    Bu durumda,davacının trafik kazasından kaynaklı travma sonrası stres bozukluğuna ilişkin maluliyetininin tespiti için bu konudaki tüm tedavi evraklarının getirtilip değerlendirmek üzere içerisinde psikiyatri uzman doktorun da bulunduğu bilirkişi heyetinden (ATK İhtisas Kurulu'ndan ya da üniversitelerin adli tıp bölümünden) kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, kazadan sonra oluştuğu belirtilen "travma sonrası stres bozukluğu" nedeniyle davacıda kalıcı maluliyet bulunup bulunmadığı ve varsa oranının ne olduğu ve maluliyet oranının davacının bakiye ömrü boyunca aynı oranda devam edip etmeyeceği hususlarında, bilirkişi heyetince gerekli görülmesi halinde bizzat muayenesi de yapılmak suretiyle ayrıntılı, gerekçeli,kaza ile illiyet bağı kuran, denetime elverişli bir rapor alınarak temyiz eden davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Somut olayda, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına nispi ve tam olarak 20.615,74 TL vekalet ücretine hükmedilmiş,davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi,ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine 2 ve 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının davalı lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara