Esas No: 2021/12616
Karar No: 2022/6087
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12616 Esas 2022/6087 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/12616 E. , 2022/6087 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin itirazın reddine dair kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 08/05/2015 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki elektrikli bisiklet ile davalıya sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında, müvekkilinin yaralandığını ve %32,3 oranında malul kaldığını belirterek 5.100,00 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Yargılama sırasında dava değerini 98.986,00 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince hesap edilen tazminattan %20 müterafik kusur indirmi yapılarak başvurunun kabulü ile 79.189,00 TL sürekli maluliyet tazminatının 22/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince, itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacı tarafından başvuruda sunulan ve hükme esas alınan Süleyman Demirel Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı'nın 20/05/2019 tarihli raporunda, Honaz İlçe Devlet Hastanesi'nin genel adli muayene rapor suretinde "sırtında iki adet 5 cm'lik sıyrık, sağ kol dirsekte 2 cm'lik sıyrık, direkt grafisinin tam olarak değerlendirildiği, Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Başhekimliği'nin 11/12/2017 tarihli Çocuk Cerrahisi epikiriz fotokopi raporunun incelendiği buna göre;" 2015 yılında geçirdiği trafik kazasında davacının 1 gün hastanede yattığı, US çekildiği ancak US sonucunun elinde olmadığını
belirttiğini, 2016 yılında Server Gazi Devlet Hastanesi'ne sol yan ağrısı şikayeti ile gittiği, 28/11/2016 tarihinde DDH BT; mide dalak arasında införiere doğru, sol böbrek alt pol komşuluğuna kadar devam eden içerisinde yer yer hafif hiperdens alanlar bulunan en geniş yeri 75 mm ulaşan sıvı koleksiyon izlendiği, 09/02/2017 tarihinde benign kist içeriği tanısı konulduğu, 28/03/2017 tarihli kontrolünde kistik lezyon izlendiği ve 2017 yılı sonuna kadar aynı tanının devam ettiği, 10/05/2019 tarihinde Süleyman Demirel Üniversitesi Adli Tıp bölümünde yapılan muayenesinde sol ön aksiller hatta 3 adet papillomatöz değişimli cerrahi kateterizasyon izinin saptandığı, davacının trafik kazasından kaynaklı olarak pankreas travmatik psödokist gelişmesi arızasının olduğu, bu durumun, kaza tarihindeki 12 yaşına göre vücudunda %32,3 oranında sürekli maluliyetine neden olduğu rapor edilmiştir.
Dosya içinde mevcut ve rapor içeriğinde bahsedilen kaza tarihinde düzenlenen Honaz İlçe Devlet Hastanesi'nin genel adli muayene evrakında davacının "sırtında iki adet 5cm'lik sıyrık, sağ kol dirsekte 2 cm'lik sıyrık" olduğu tespit edilmiş başkaca arazın varlığından bahsedilmemiştir. Bu durumda davacının 2016 ve 2017 yıllarında hastane tedavi belgelerinde belirtilen ve pankreasına yönelik maluliyetinin davaya konu kazadan kaynaklandığı konusunda illiyet bağı tam, kesin ve net olmadığından rapor hüküm kurmaya elverişli görülmemiştir.
Açıklanan bu durum karşısında İtiraz Hakem Heyeti tarafından; kazayla ilgili eksik kalan yukarıda bahsedilen tüm tedavi evraklarının (davacının trafik kazası öncesi pankreasında ki rahatsızlığı nedeni ile tedavisinin bulunup bulunmadığının araştırılması, yine kazadan sonra 2015-2016 ve 2017 yıllarındaki hastane başvurularına ilişkin eksik tüm tedavi belgelerinin tamamlanarak) dosyaya temin edildikten sonra, hükme esas alınan raporda irdelenmek suretiyle, olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, bilirkişi heyetince gerekli görülmesi halinde bizzat muayenesi de yapılarak içerisinde dahiliye doktorunun da bulunduğu uzman bilirkişi heyetinden (ATK İhtisas Kurulu'ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından) davacıda kaza nedeni ile çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli, kaza ile illiyet bağını net ve kesin olarak kuran, rapor alınarak sonucuna göre davalının usulü kazanılmış haklarının da gözetilmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, davacı lehine 9.061,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
21/12/2015 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan AAÜT’nin Tahkimde ve Sigorta Tahkim Komisyonunda Ücret madde 17'ye göre “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine bu Tarifeye göre hesaplanan ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmüne göre Sigorta Tahkim Komisyonuna intikal eden hakem dosyalarında taraflar bakımından uygulanacak vekalet ücreti tarifesi belirlenmiştir. Ayrıca 19/01/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 29598 sayılı Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik'in 6/son maddesine göre, takdir edilmesi gereken vekalet ücreti AAÜT’ye göre asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'idir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 17/2. maddesinde ise "Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir" düzenlemesi yapılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; Uyuşmazlık Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.