Esas No: 2015/13240
Karar No: 2015/10946
Karar Tarihi: 10.12.2015
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/13240 Esas 2015/10946 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık ... hakkında verilen 01.10.2004 tarihli hükmün temyiz edilmeyerek kesinleştiği ve infaz işlemleri için Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderildiği, dosyanın hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasa gereğince sanık lehine değişiklik olup olmadığının belirlenmesi amacıyla mahkemesine iade edilmesi üzerine yapılan yargılama sonucu verilen 06.10.2006 tarihli kararın sanık müdafi tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 6. Ceza Dairesi 15.10.2012 tarih ve 2009/21440 Esas sayılı ilamı ile 01.10.2004 tarihli kararın sanığın yokluğunda verildiği, yasal zorunluluk bulunmadan ve sanığın bilgisi dışında atanan müdafiye yapılan tefhimin hukuki sonuç doğurmayacağı, kararın sanığa da tebliğ edilmesi gerektiği, bu bağlamda sanığa nereye, nasıl ve ne şekilde başvurabileceği ve temyiz süresi de gösterilmek suretiyle, açıklamalı davetiye ile tebliğiyle bunu gösterir belgeler ve sunarsa temyiz dilekçesi eklendikten ve ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere dosyanın iadesine karar veriliği, ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin iade ilamında yazılı hususları içerir 27.11.2012 tarihli yazısı hükümlüye usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, hükümlü cezaevinden gönderdiği 29.05.2013 havale tarihli dilekçesi ile 06.10.2006 tarihli karara ait esas ve karar numaralarını belirterek 1 yıl 4 ay hapis cezasına ilişkin karara yönelik avukat ..."ın temyiz talebini kabul ettiğini, beraatini talep ettiğini beyan ettiği, 01.10.2004 ve 06.10.2006 tarihli kararlardan hangisinin sanığa tebliğ için gönderildiğinin belli olmadığı, sanığın temyiz talebinin 01.10.2004 tarihli ilk kararı da kapsadığı, diğer taraftan hırsızlık suçunun müşteki beyanına göre 20.30 – 23.00 saatleri arasında işlendiği, sanığın suçlamayı kabul etmemesi, soruşturma aşamasında sanık ile birlikte saat 20.30 sıralarında müştekiye ait eve girdiklerini beyan eden, kovuşturma aşamasında inkara yönelen diğer sanık ..."ın 20.05.2005 tarihinde ölmesi nedeniyle yeniden beyanına başvurma imkanının bulunmaması, suç saati ile ilgili başka delil de elde edilememesi karşısında, suç tarihinde yaz saati uygulaması da olduğu dikkate alındığında, güneşin Kadirli ilçesinde saat 19.46"da battığı ve TCK’nın 6/1-e maddesi hükmü ile gecenin 20.46"da başladığı ve eylemin gece sayılan zaman dilimi içerisinde gerçekleştirildiğinin sabit olmaması nedeni ile sanık lehine olarak gündüz işlendiğinin kabul edilmesi zorunlu olduğuna göre;
Sanık hakkında verilen ilk kararın kesinleşmemesi nedeniyle ikinci verilen kararın yok hükmünde sayılarak yapılan değerlendirmede, sanığın üzerine atılı suça uyan 765 sayılı TCK’nın 493/1. maddesi uyarınca suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; 765 sayılı TCK"nın 102/3. ve 104/2. maddelerinde belirtilen 10 yıllık asli zamanaşımı süresinin, ilk kararın verildiği 01.10.2004 tarihinden incelemenin yapıldığı tarihe kadar geçmiş bulunması ve bu süre içerisinde zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmamış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 10.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.