Esas No: 2021/12930
Karar No: 2022/6359
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12930 Esas 2022/6359 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/12930 E. , 2022/6359 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen karara taraflarca yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazının kısmen kabulüne, uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, davacının tüm, davalının sair itirazlarının reddine dair verilen kararın süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü
KARAR
Davacı vekili; müvekkilinin, 21/01/2019 tarihinde davalı tarafından ZMS ile sigortalanan araçta yolcu olarak bulunduğunu, tek taraflı gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL sürekli maluliyet tazminatının temerrüt tarihinden avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslahla talebini 157.969,02 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Uyuşmalık Hakem Heyeti tarafından, başvurunun kabulü ile 157.969,02 TL maddi tazminatın 03/04/2020 tarihinden avans faizi ile davalı ... şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş; karara taraflarca itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davacının itirazının reddine, davalının itirazının kısmen kabulüne, uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 131.534,68 TL maddi tazminatın 03/04/2020 tarihinden avans faizi ile davalı ... şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine dair verilen karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği,
01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Ancak somut olayda, kaza tarihi 21/01/2019 olup, hükme esas alınan, davacının başvuru yaparken dosyaya sunduğu Ankara Yıldırım Bayazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 27/09/2019 tarihli erişkinler için engelli sağlık kurulu raporunun hangi yönetmelik hükümleri esas alınarak düzenlendiği belli değildir.
Şu durumda, 21/01/2019 olan kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olup, bu yönetmelik hükümlerine uygun şekilde adli tıp kurumu veya üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla, yeni bir rapor alınıp (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre, Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinde "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 30/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.