Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13338 Esas 2022/6655 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/13338
Karar No: 2022/6655
Karar Tarihi: 04.04.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13338 Esas 2022/6655 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/13338 E.  ,  2022/6655 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının kabulüyle davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    K A R A R
    Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarpmasıyla oluşan kaza sonucunda davacının yaralanıp malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 07/12/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 88.769,46 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; kusur ve maluliyete itiraz ettiklerini, tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile 88.769,46 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının 03/07/2020 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karara, davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davacı vekilinin itirazının reddine, davalı vekilinin itirazının kabulü ile UHH kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulüne ve 64.121,75 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının 03/07/2020 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, UHH tarafından alınan 03/07/2020 tarihli adli tıp uzmanı raporunda hatalı yönetmeliğe göre maluliyet belirlemesi (% 15) yapıldığı da dikkate alındığında, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranını, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik ile ekindeki cetvellere uygun biçimde belirleyen, Konya Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporundaki % 10 maluliyet oranı üzerinden sürekli işgücü kaybı tazminatına karar verilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine; davalının temerrüt tarihinin usulünce belirlenmiş olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı taraf, davaya konu kazada yaralanıp, alınan rapora göre % 10 oranında malul kaldığını iddia ederek maddi tazminat isteminde bulunmuş; maddi tazminat talebi konusunda herhangi bir detaylandırma (ve sınırlama) yapmamış; UHH tarafından sadece sürekli işgücü kaybı tazminatının hüküm altına alınması üzerine bu karara karşı itirazda bulunarak, geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı giderinin de hesaplatılıp hüküm altına alınmasını talep etmiş; İHH tarafından, davacının davaya konu talebinin sürekli işgücü kaybı zararına ilişkin olduğu gerekçesiyle, davacının bu yöne ilişkin itirazı reddedilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri örnekseme yoluyla sayılmış olup, Dairemiz uygulamaları gereği, iyileşme sürecine ilişkin geçici işgöremezlik ve yine bu süreçteki bakım ihtiyacından doğan zarar da anılan kanun hükmü kapsamında trafik sigortacısı tarafından (poliçedeki tedavi limitinden) tazmini gereken zararlardandır. Dava dilekçesinde açıkça sürekli işgücü kaybı zararına ilişkin talepte bulunulmayıp, maddi tazminat ifadesi kullanıldığı ve bu ifadenin geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri zararlarını da kapsadığı dikkate alınıp karar verilmesi gerektiği açıktır.
    Açıklanan bu nedenlerle; geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı giderine ilişkin zararların da dava konusu olduğu kabul edilip, 03/07/2020 tarihli raporda bu zararlar için belirlenen süreler için tazminat hesaplatılıp hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, anılan zararlara ilişkin talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    3-Trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa'dan alınan 1931 tarihli "PMF" cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi'nin çalışmalarıyla "TRH 2010" adı verilen "Ulusal Mortalite Tablosu" hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu'na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla; İHH kararına esas alınan tazminat hesaplamasında, TRH 2010 Tablosu'nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş olmakla birlikte, davacı vekilinin PMF Yaşam Tablosu ve progresif rant tekniğiyle hesap yapan 22/11/2020 tarihli aktüer raporuna bu yönden itirazda bulunmadığı ve temyiz dilekçesinde PMF 1931 Tablosu'nun kullanılması gerektiğine ilişkin itiraz ve kabulü nedeniyle, tazminat hesabında PMF 1931 Tablosu'nun (TRH 2010 Tablosu'ndan daha kısa ömür süresi belirlediği halde davacı kabulü gereği) kullanılması gerekli görülmüştür.
    Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve İHH tarafından da karara esas kabul edilen 10/01/2021 tarihli aktüer raporunda; 01/06/2015 tarihli ... Genel Şartları dahilinde, TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre ve %1,8 teknik faiz uygulanarak, işleyecek devre bakımından ise "devre başı ödemeli belirli süreli rant" formülü kullanılarak tazminat hesabı yapılmıştır. Tazminat hesaplamasında, yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi'nin 17/07/2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK'nun 90. maddesindeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir" bölümündeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ... Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli ranf formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir ki, esas alınan rapor bu yönüyle de yeterli bir rapor değildir.
    Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı için, PMF 1931 Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi (davalı lehine olacak biçimde daha kısa ömür süresi belirlediği halde davacı vekilinin temyiz dilekçesindeki talebiyle bağlı kalınması gerektiğinden), % 1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından da "progresif rant" formülü kullanılarak tazminatın hesaplanmasının gerektiği dikkate alınmak suretiyle, anılan biçimde hesaplama yapan ve davacı tarafın kabul edip üzerinden ıslahı yaptığı 22/11/2020 tarihli aktüer raporunun (sürekli işgücü kaybı tazminatı bakımından) karara esas alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    4-İHH tarafından, davacının ehliyetsiz araç kullandığı gerekçesiyle, müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek % 20 indirimle belirlenen tazminata karar verilmiş olup, davacı taraf bu yönden de kararı temyiz etmiştir.
    Davaya konu kazaya ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında davacı araç sürücüsü olarak yazılmış olmakla birlikte, Karapınar C. Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, alınan beyanlar, kaza tespit tutanağında yolcu olarak işaretlenen (soruşturma sonunda sürücü olduğu tespit edilen) .... adlı kişiye ait kaza tarihli genel adli muayene formundaki tespitler gereği, davacının kaza yapan araçta yolcu olduğu ve araç sürücüsünün.... adlı kişi olduğu tespit edilip, şikayet yokluğu nedeniyle takipsizlik kararı verildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla; araç kullanma ehliyeti olmayan davacının araç sürücüsü değil araçta yolcu olduğu ve araç sürücüsü olan ....'ın gerekli ehliyetinin bulunduğu dikkate alınarak, tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmaması gerekirken, eksik incelemeyle, indirimli tazminata karar verilmesi de bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İHH kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara