Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10735 Esas 2022/6670 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10735
Karar No: 2022/6670
Karar Tarihi: 04.04.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10735 Esas 2022/6670 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir kasko sigorta davası hakkında verilen kararın itirazını inceledi. Davacı, aracının trafik kazası sonucu zarar gördüğünü ve sigorta şirketinin ödeme yapmadığını iddia etti. Davalı ise başvurunun usulden ve esasyan reddi gerektiğini savundu. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kısmen kabul edilmesine ve tazminatın ödenmesine karar verdi. Davalı vekilince itiraz edilen karar reddedildi ve davalı tarafından temyiz edildi. Mahkeme, sigorta poliçesi şartları ve kanun hükümlerine göre kazanın meydana gelmesinde başka etken hususun olup olmadığı münhasıran alkol etkisi ile gerçekleşip gerçekleşmediği konularında araştırma yapılmasını istedi ve İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verdi. Kararda, 2918 Sayılı Trafik Kanunu'nun 48. maddesinde alkollü sürücülerin araç sürmelerinin yasaklandığı belirtilirken, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinde ise kasko poliçe teminatı dışındaki zararlara yer verildiği belirtilmiştir. Mahkeme ayrıca, Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre, alkollü sürücülerin oranının doğrudan sonuca etkisi olmadığı ve olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması için bilirkişi raporu alınması gerektiğine vurgu yapmıştır. Kanun maddeleri açıklamalarıyla birlikte daha detaylı incelenmiştir.
4. Hukuk Dairesi         2021/10735 E.  ,  2022/6670 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 2020/İHK-8947sayılı kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı (başvuran) vekili; davacının 28/09/2019 günü geçirdiği maddi hasarlı trafik kazasında aracında hasar meydana geldiğini, aracın davalı ... şirketine genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığını, usulüne uygun başvuruya rağmen sigorta şirketinin alkollü araç kullandığı iddiasıyla ödeme yapmadığını belirterek, 97.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
    Davalı vekili, sigorta şirketine usulüne uygun olarak başvuru yapılmadığını belirterek, başvurunun usulden ve esasyan reddi gerektiğini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun kısmen kabulü ile 80.000,00 TL tazminatın 19/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine, karar verilmiş, davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince, itirazın reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan araçta meydana gelen hasar bedelinin sigorta şirketinden tahsili talepli alacak davasıdır.
    2918 Sayılı KTK'nın madde 48 – (Değişik : 24/5/2013 - 6487/19 md.)'de; uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasak olduğu belirtilmiştir.
    Karayolları Trafik Yönetmeliki'nin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1 maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullanığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0,50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
    Öte yandan, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.5.5 maddesinde; ayrıca Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5. maddesinde, taşıtın Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların, kasko poliçe teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.
    Bununla birlikte, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinin dayanağını teşkil eden KTK'nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmelik'inin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0,50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir. O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK hükümleri gereğince sigortacıya düşmektedir.
    Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23/10/2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 07/04/2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 02/03/2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14/12/2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
    Somut olayda dava konusu kazaya ilişkin kaza tespit zaptında sürücü davacının 0,47 promil alkollü olduğu tespiti yapılmıştır. Sigorta Tahkim Komisyonunca kazanın münhasıran alkol etkisi ile oluşup oluşmadığına ilişkin uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, yeterli araştırma yapılmadan eksik inceleme yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle, kazanın meydana gelmesinde başka etken hususun olup olmadığı münhasıran alkol etkisi ile gerçekleşip gerçekleşmediği konularında Adli Tıp Kurumu, ihtisas kurulundan içinde nörolog bulunan bilirkişi kurulundan dosya kapsamı, kaza tespit tutanağı ve önceki bilirkişi raporları da incelenerek kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği, alkol dışındaki başka etkenlerin de rol oynayıp oynamadığı hususlarında tereddüte yer vermeyecek, ayrıntılı, gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulması gerekmiştir.
    Mahkeme karar başlığında tarafların açıkça yazılması gerekirken, talep edenin “Sigorta Tahkim Komisyonu”, karşı tarafın “hasımsız” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 04/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara