Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/8950 Esas 2016/7363 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8950
Karar No: 2016/7363
Karar Tarihi: 05.12.2016

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/8950 Esas 2016/7363 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir kişinin sahte bir sürücü belgesi kullanarak araç kullanması ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması suçundan mahkumiyetine hükmetmiştir. Ancak, kararda belirtilen süreçlerin yanlış uygulanması sonucu, suçu resmi belgede sahtecilik suçu olarak kabul etmişlerdir. Yargıtay tarafından yapılan inceleme sonucunda, kararın hatalı olduğu belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 268. maddesi “Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunu düzenlemektedir. Bu suçun oluşması için, suçu işleyen kişinin kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerekmektedir. Ayrıca, 5237 sayılı TCK’nun 179/3. maddesi, alkol ve uyuşturucu maddesi etkisiyle araç kullanmanın bir suç olduğunu belirtmektedir.
Kararın açıklanmasına rağmen, 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesi yasal bir uygulama yapılmayan bir madde olduğu için, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Bu nedenle, kararda da belirtildiği gibi, yasanın yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
21. Ceza Dairesi         2015/8950 E.  ,  2016/7363 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine:
Ancak;
1-TCK"nun 268. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerekmekte olup; 5237 sayılı TCK’nun 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 1.00 promil ve yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin bilimsel olarak kabulü gerektiği cihetle, 1.70 promil alkollü olarak araç kullandığı sırada görevlilerce durdurulan sanığın, kendisini şikayetçi ... olarak tanıtıp ibraz ettiği sahte sürücü belgesine binaen sürücü belgesinde ismi yazılı ... kimlik bilgilerine göre idari yaptırım uygulanmasına neden olduğu olayda; adli mercilerce trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan işlem yapılmaması TCK"nun 268. maddesindeki suçun oluşumunu engellemeyeceği ve sanığın eyleminin resmi belgede sahtecilik suçunun yanı sıra, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu da oluşturacağı gözetilmeden, bir bütün halinde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Kabul ve uygulamaya göre de;
5237 sayılı TCK"nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Yasanın 326/son maddesinin gözetilmesine, 05.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.











Hemen Ara