Esas No: 2021/13141
Karar No: 2022/6709
Karar Tarihi: 04.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13141 Esas 2022/6709 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/13141 E. , 2022/6709 K.Özet:
Sigorta tahkim davasında, müvekkilinin trafik kazası sonrası yaralanması ve sigorta şirketinin ödemesinin yetersizliği üzerine yapılan tazminat talebiyle ilgili olarak Sigorta Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından karar verildi. Davalı vekili tarafından itiraz edilen karara İtiraz Hakem Heyeti tarafından reddedilince, davalı vekili temyiz etti. Ancak dosyada kusur oranları konusunda çelişki bulunması nedeniyle bilirkişi raporlarının ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca faiz başlangıcının başvuru tarihi yerine kısmi ödeme tarihi olarak belirlenmesi ve vekalet ücretine ilişkin hesaplama hatası yapıldığı belirtilerek kararın bozulmasına karar verildi. Kararda Sigortacılık Kanunu'nun 30/17 maddesi ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesiyle ilgili olarak davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti ile ilgili açıklamalar yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından 27/11/2020 tarih 2020/İHK-26287 sayılı davalı vekilinin itirazlarının reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili; 02/09/2017 tarihinde müvekkilinin yaya olduğu yolda zikzak yaparak yaklaşan bir otomobilin müvekkiline önünden çarpması ve olay yerinden durmayarak ayrılması şeklinde gelişen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, sigorta şirketine başvuru yapıldığını, ancak yapılan ödemenin zararı karşılamadığını iddia ederek, oluşan zararlarının tazmini için fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Uyuşmalık Hakem Heyeti tarafından, talebin kabulüne karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu yaraanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tesbit tutanağı düzenlenmemiştir. Davalı taraf kısmi ödeme öncesi kusur durumu yönünden bilirkişi raporu almış, dosyaya da sunulan raporda davacı yayanın yaya kaldırımı bulunan yolda taşıt yolundan yürümesi sırasında kaza gerçekleştiğinden % 60 oranında asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan kusur raporunda ise yaya kaldırımı bulunan yolda yaya kaldırımından yürümeyen ve kendi ifadesine göre taşıtın geldiğini görmesine rağmen gerekli tedbiri almayan yayanın % 40 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. Olayın oluşu her iki bilirkişi tarafından aynı şekilde kabul edilmiş ise de kusur oranları birbirinden farklıdır. Bu bakımdan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği açıktır.
O halde, İtiraz Hakem Heyetince, soruşturma dosyasında kusur bilirkişi raporu varsa temin edilerek konusunda uzman bilirkişi kurulundan eldeki dosya içinde bulunan bilirkişi raporları da birlikte irdelenerek tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-... yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek ... Yönetmeliğinin 9, 14. ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren ...'nın temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise ...'nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.
Bu bakımdan somut olayda faiz başlangıcının başvuru tarihi yerine kısmi ödeme tarihi olarak belirlenmesi hatalıdır.
4-Kabule göre, Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinde "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 04/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.