Esas No: 2021/12075
Karar No: 2022/6908
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12075 Esas 2022/6908 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/12075 E. , 2022/6908 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının reddine dair verilen kararın davacı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince, davacı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/05/2019 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili 24/09/2018 tarihli Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; 27/12/2017 tarihinde davacının sürücüsü olduğu araç ile davalıya sigortalı aracın karıştığı kaza sonucu davacının yaralandığını belirterek sürekli işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 41.000,00 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, dava değerini 330.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; başvurunun reddini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davanın usulden reddine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine davacı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılarak yeniden karar oluşturulmasına, davanın kısmen kabulü ile 264.000,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 18/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Sigorta İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Hatay Devlet Hastanesi'nin 16/04/2019 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporu İtiraz Hakem Heyeti tarafından benimsenmiş olup bu raporda, “opere servikal spinal kord yaralanması, tetraparezi, bileteral sensörinöral işitme kaybı, tip II diabetesmellitus, hipertansiyon, benign prostat hipertrofisi, aşırı aktif mesane, kronik skar” arızasından kaynaklı maluliyetinin % 97 olduğu belirlenmiştir.
Ne var ki, 27/12/2017 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olup, hükme esas alınan Hatay Devlet Hastanesi’nden alınan 16/04/2019 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporu, yetkili sağlık kuruluşlarından alınmadığı gibi hangi yönetmelik esas alınarak düzenlendiği de belli olmayıp belirtilen maluliyetler ile kaza arasındaki illiyet bağı da anlaşılamamakadır. Bu yönüyle, maluliyet oranı tespitine ilişkin bu rapor, hükme esas almaya elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma yetersizdir.
Bu durumda, İtiraz Hakem Heyetince, (temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, usuli kazanılmış haklar gözetilerek) davacının maluliyet oranının tespiti için, davacının yaralanmasına ilişkin tüm tıbbi belgeler dosyaya getirtilerek, Adli Tıp Kurumundan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından davacının maluliyet durumuna ilişkin kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun, kaza ile maluliyet arasında illiyet bağının kurulduğu yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3) HMK’nın 26. maddesi uyarınca hâkim, tarafların talep ve sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Dosyanın incelenmesinde, davacı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru dilekçesindeki talebinin sürekli iş göremezlik tazminatı ile geçici bakıcı gideri tazminatına ilişkin olduğu, davacı başvuranın sürekli bakıcı gideri tazminat talebinin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle sürekli bakıcı giderinin talep aşılmak suretiyle hüküm altına alınması isabetli olmamış, bu yöndeki talebin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
4)Dosya kapsamından; kaza tespit tutanağında davacı sürücünün şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymadığı, davalının ise hız ve takip mesafesi kurallarına uymamaktan kusurlu oldukları belirtilmekle, hakem heyetince tarafların %50’şer kusurlu olduklarının kabulü ile zararın hesap edildiği, davalı vekilinin kusura yönelik itirazları doğrultusunda kusur raporu alınmadan hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.6100 Sayılı HMK 266 ve takip eden maddeleri uyarınca, mahkemece, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşü alınarak karar verilmelidir. Trafik kazasında sürücülerin kusur oranlarını belirlenmesi uzmanlık gerektiren konulardandır. Bu sebeple eksik incelenme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
O halde, İtiraz Hakem Heyetince, soruşturma dosyası ve varsa ceza mahkemesi dosyası var ise dosya içerisine alınarak, ceza dosyası içinde hukuk yargılamasında karar vermeye elverişli kusur raporunun olup olmadığı, alınmış rapor var ise uyumlu olup olmadıklarının denetlenmesi ve değerlendirilmesi, raporun olmaması ve uyumlu olmaması halinde ise dosyanın Adli Tıp Kurumu, İTÜ Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile kaza tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
5) 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 06/ 04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.