Esas No: 2021/11936
Karar No: 2022/7067
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11936 Esas 2022/7067 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11936 E. , 2022/7067 K.Özet:
Sigorta tahkim yargılaması sonucunda davacı, kazadan dolayı malulen çalışamaz hale geldiğini ve 6.000 TL tazminat talep etti. Sigorta Tahkim Komisyonu, davacının talebini kabul ederek 130.673,22 TL tazminat ödenmesine karar verdi. Ancak davalı vekili, itiraz ederek İtiraz Hakem Heyeti'ne başvurdu. Heyet, davalının itirazını reddetti. Bunun üzerine davalı vekili temyiz yoluna gitti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, maluliyet oranının belirlenmesinde hata yapıldığı gerekçesiyle heyet kararını bozdu. Raporun psikolojik tedaviye ilişkin evraklar ve muayene sonrası psikiyatri uzmanı tarafından yapılan değerlendirme sonucuna göre düzenlenmesi gerektiği belirtildi. Kararda ayrıca, vekalet ücreti konusunda AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30/17. maddesi
- 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi
- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrası
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 29/09/2020 tarih 2020/İHK-15426 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 18/11/2015 tarihinde müvekkilinin sürücü olduğu motosiklet ile davalıya ... poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı kazadan dolayı yaralanarak % 64 oranında maluliyeti bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatını temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; 14/05/2019 tarihli dilekçesi ile talebini 130.673,22 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde aynı taleplerle dava açtığını ancak takip etmediği için davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini bu nedenle aynı konuda tekrar dava açılamayacağını, davacıya 05/05/2016 tarihinde ödeme yaptıklarını, sorumluluklarının kalmadığını, davalının ibra edildiğini, dosyaya ibraz edilen maluliyet raporunu kabul etmediklerini, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınmasını ayrıca müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından, başvurunun kabulü ile 130.673,22 TL’nin 15/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte başvurana verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine dair verilen karara karşı davalı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerekçelere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Kazanın meydana geldiği 18/11/2015 tarihi itibari ile “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik” yürürlükte olup, davacının maluliyetinin bu yönetmeliğe göre belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacının maluliyet oranının belirlenmesi açısından düzenlenen ve Hakem Heyetince karara esas alınan Mersin Üniversitesi Rektörlüğü Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından verilen 22/09/2020 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre tanzim edilen raporda davacının sağ diz altı amputasyon, sağ böbrek nefrektomize ve travma sonrası stres bozukluğuna bağlı tüm vücut fonksiyon kaybı oranı %79 olarak hesaplanmış, dosyada mevcut olan 04/02/2019 tarihli Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Engelli Sağlık Kurulu raporuna göre ise davacının travma sonrası stres bozukluğu, sağ diz altı amputasyonu, sağ nefrektomili nedeni ile %68 oranında maluliyet oranı olduğu belirtilmiştir. Davacının talebi ve beyanı gereği hakem heyetince %68 maluliyet oranı hükme esas alınarak talebin kabulüne karar verilmiştir. Ancak hükme esas alınan maluliyet raporu hatalı yönetmelik esas alınarak düzenlendiği gibi raporu düzenleyen heyette, davacının dava konusu kazadan kaynaklı yaralanmasındaki psikiyatrik değerlendirmeleri yapacak uzman doktorun bulunmadığı anlaşılmış olup rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda, davacının psikolojik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakları dosya arasına getirtildikten sonra muayenesi de yapılarak, aralarında psikiyatri uzmanının bulunduğu heyetten kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, rapor alınarak kazadan sonra oluştuğu belirtilen" travma sonrası stres bozukluğu" nedeniyle davacıda kalıcı maluliyet bulunup bulunmadığı, psikolojik rahatsızlıkların kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği, belirtilen travma sonrası stres bozukluğunun süreklilik arz edip etmediği ve sürekli değilse ne kadar süre devam edeceği tespit edilerek ve maluliyet oranının belirlenerek sonucuna göre davalı lehine oluşan kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam ve nispi vekalet ücretine hükmedilmiş, İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17. maddesi ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek: RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi, tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.