Esas No: 2014/287
Karar No: 2015/433
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/287 Esas 2015/433 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Asliye Ceza
İşyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan sanık ..."in 5237 sayılı TCK"nun 116/4, 53/1 ve 58/6. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, ... Asliye Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay ... Ceza Dairesince ... gün ve ... sayı ile;
"Sanığın belediye binasına hırsızlık amacıyla girerek işyeri dokunulmazlığını ihlal ettiğinin iddia edildiği olayda; girilen binanın kamuya açık resmi bir yer olması karşısında konut veya işyeri olarak kabul edilemeyeceğinden, unsurları oluşmayan işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise ... gün ve ... sayı ile;
"Suçun oluşması için, sahibinin rızası olmadan girilen ya da rızayla girildikten sonra istendiği halde dışarı çıkılmayan konut veya eklentisi olmalıdır. Konut, bir kimsenin geçici de olsa oturmak için sığındığı her nevi yer olarak tanımlanabilir. Kişinin ihtiyaçlarından bir veya bir kısmının yerine getirildiği yani yaşamsal faaliyetlerini geçirdikleri yer konuttur. Konutun bir bina olması şart değildir.
Rızaya aykırı olarak girme veya rıza ile girildikten sonra çıkması istenilmesine rağmen çıkmayan kişi bu eylemini, açık bir rızaya gerek olmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentilerinde işlemesi hâlinde fail ikinci fıkraya göre cezalandırılacaktır. Girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyeri ve eklentileri, avukatlık bürosu, muayenehane, emlak bürosu, mimar bürosu gibi izinle girilmesi gereken yerlerdir. Girilmesi mutat yerlere süpermarket, mağazalar, dükkânlar, pasta salonları, kahvehane, restoran ve lokantalar, sinema, tiyatro, otel, bar, hastane örnek gösterilebilir. Halka açık olduğu saatlerde bu gibi, yerlere giriş de suç oluşmaz. Ancak halka kapalı olan saatlerde buralara rıza haricinde girilmesi hâlinde bu fıkradaki suç oluşacaktır. ...
Sanığın olay günü gece saatlerinde belediye binasının ikinci katına mengene diye tabir edilen aletin üzerine basarak çıktığı ve balkon camını kırmak suretiyle bina içerisine girip para çalması şeklindeki fiilinde işyeri konut dokunulmazlığını ihlal suçunun unsurlarının oluştuğu" düşüncesiyle itiraz kanun yoluna müracaat ederek, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve mahalli mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Daire tarafından ... gün ve ... sayı ile, itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, itirazın kapsamına göre inceleme, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daireyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; gece vakti belediyeye ait tahsilat odasının da bulunduğu binanın cam ve kapılarını kırıp içeri girerek, çekmecede bulunan parayı çalan sanığın eyleminin, hırsızlık ve mala zarar verme suçlarının yanında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu da oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Olay gecesi sanığın, belediyeye ait tahsilat veznesinin de bulunduğu binaya balkon camı ve oda kapılarını kırarak girdiği, masanın kilitli çekmecesinde bulunan parayı aldığı, güvenlik kamerası görüntülerinden ulaşılan sanığın, belediyenin hasta taşımaya tahsis ettiği arabanın anahtarını aramak amacıyla binaya girdiğini, ancak hırsızlık yapmadığını savunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için, işyeri kavramı ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçu üzerinde durulması gerekmektedir.
Türk Ceza Kanununun "Konut dokunulmazlığının ihlali" başlıklı 116. maddesinin birinci fıkrası; "Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır", ikinci fıkrası ise; "Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi halinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur" şeklinde düzenlenmiştir.
Maddenin işyeri dokunulmazlığının ihlalini düzenleyen ikinci fıkrasının gerekçesinde; "Birinci fıkrada tanımlanan fiillerin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyeri ve eklentileri hakkında işlenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu fıkranın uygulanmasında, birinci fıkrada sözkonusu olan koşullar aranacaktır. Niteliği itibarıyla açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi alışılmış, mutat olan yerler dışında kalan yerlere rıza olmaksızın girilmesi bu suçu oluşturacaktır. Avukatlık bürosu ve özel muayenehane bu gibi izinle girilmesi gereken yerlere örnek olarak gösterilebilir. Keza herkesin herhangi bir koşulu yerine getirmeksizin girebileceği yerlere, söz gelimi süpermarketlere, dükkânlara, mağazalara, halka açık olmadıkları zamanlarda, mesela mesai saatleri dışında rıza hilafına girilmesi halinde de bu suç oluşacaktır. Zira hak sahipleri bu gibi yerlere isteyenin girmesi hususunda daha başlangıçta rızalarını örtülü olarak açıklamış sayılırlar" biçimindeki açıklamalara yer verilmiştir.
İşyeri, Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğünde; "Bir görevin yapıldığı yer, işçinin iş sözleşmesine göre çalıştığı yer" olarak tanımlanmış, öğretide de; "esas olarak belirli bir zaman dilimi içinde ya da sürekli, sınai, sanatsal, bilimsel ve benzeri amaçlara hizmet eden, sabit ya da sabit olmayan kapalı işletme veya satış yerleri" şeklinde açıklanmıştır. (Serap Keskin Kiziroğlu, Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu, Birinci Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara 2010, s. 68)
Kural olarak işyerleri; sahibi ya da çalışanlarının iznine ihtiyaç duyulmaksızın, zımni bir rızanın varlığı kabul edilerek herkesin girebileceği ve sunulan hizmeti alabileceği, lokanta, dükkân, mağaza, manav, kasap, alışveriş merkezi, tiyatro, kahvehane, hastane, banka şubesi, sinema, okul gibi yerlerdir. Belirtilen yerlere halka açık bulundukları sırada veya mesai saatleri içinde girilmesi suç teşkil etmeyecektir. Ancak girildikten sonra işyeri sahibi ya da çalışanların çıkılması konusundaki uyarılarına rağmen içeride kalınmaya devam edilmesi veya kapandıkları ya da çalışmaya ara verdikleri saatte, örneğin; öğle saatlerinde çık ihtarına rağmen çıkılmaması veya açılmadan önce girilmesi durumunda, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçu oluşacaktır.
Açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olmayan şirket binası, doktorun muayenehanesi, avukatlık bürosu, işyerlerinin üretim yapılan atölyesi veya lokantaların mutfak kısmına girilmesi konusunda kural olarak işyeri sahibinin rızasının bulunmadığı varsayılır. Bu nedenle açık bir rıza bulunmadan söz konusu yerlere girilmesi, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturabilecektir. Öte yandan işyerinin bir bölümünün sahibi veya çalışanları tarafından konut olarak kullanılması ve ilgililerin rızaları dışında belirtilen yerlere girilmesi ya da uyarılara rağmen çıkılmaması durumunda ise, işyeri dokunulmazlığının ihlali değil, konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşabilecektir.
Belli bir görevin ifa edilmesi nedeniyle, uyuşmazlığa konu olan belediye veya benzeri resmi kurum binaları da TCK"nun 116/2. maddesi kapsamında işyeri olarak kabul edilmelidir.
Uyuşmazlık konusu bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;
Olay gecesi sanığın belediyeye ait tahsilat veznesinin de bulunduğu binaya balkon camı ve oda kapılarını kırarak girdiği, masanın kilitli çekmecesinde bulunan bir miktar parayı aldığı sabit olan olayda, belediye hizmet binası ile hizmet birimlerinin bulunduğu binalar da, diğer kamu binaları gibi işyeri niteliğinde oldukları ve girilen saat de dikkate alındığında sanığın eylemlerinin mala zarar verme ve hırsızlık suçunun yanında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu da oluşturacağının kabulü gerekmektedir.
Nitekim Ceza Genel Kurulunun 02.07.2014 gün ve 16-343; 10.06.2014 gün ve 157-314 ile 17.06.2014 gün ve 24-337 sayılı kararlarında da benzer sonuçlara ulaşılmıştır.
Diğer yönden, yerel mahkemece kasıtlı suçlardan mahkûmiyetine karar verilen sanığın, TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının a, b, d ve e bentlerindeki haklardan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya, (c) bendinde belirtilen haklardan ise şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilerek, söz konusu fıkranın üçüncü kişiler yönünden de uygulanmaması sonucunu doğuracak şekilde uygulama yapılması kanuna aykırı ise de bu aykırılığın 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 140-85 sayılı kararı da gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca yürürlükte olan 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, yerel mahkeme hükmünün hak yoksunluğuna ilişkin (b) bendinin 4. fıkrasının hükümden tümüyle çıkarılarak, yerine "Kasıtlı suçtan mahkûmiyetine karar verilen sanık hakkında 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 140-85 sayılı iptal kararı da gözetilerek TCK"nun 53/1-2-3. maddesinin uygulanmasına" yazılmak suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay ... Ceza Dairesinin ... gün ve ... sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan ... Asliye Ceza Mahkemesinin ... ve ... sayılı kararının, TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının a, b, d ve e bentlerindeki haklardan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya, (c) bendinde belirtilen haklardan ise şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilerek, söz konusu fıkranın üçüncü kişiler yönünden de uygulanmaması sonucunu doğuracak şekilde hatalı uygulama yapılması isabetsizliğinden BOZULMASINA, bu aykırılıkların 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca yürürlükte olan 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, yerel mahkeme hükmünün hak yoksunluğuna ilişkin (b) bendinin 4. fıkrasının hükümden tümüyle çıkarılarak, yerine "Kasıtlı suçtan mahkûmiyetine karar verilen sanık hakkında 24.11.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 140-85 sayılı iptal kararı da gözetilerek TCK"nun 53/1-2-3. maddesinin uygulanmasına" yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.12.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.