Esas No: 2021/15054
Karar No: 2022/7269
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15054 Esas 2022/7269 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/15054 E. , 2022/7269 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce davanın reddine dair karara karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 02/11/2019 tarih, 2019/İHK-15449 sayılı itirazın reddine, dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıya kasko sigortalı, müvekkiline ait aracın 28/10/2018 tarihinde tek taraflı trafik kazasında hasarlandığını, ihbara rağmen davalının zararı karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 120.000,00 TL'nin faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, talebini 03/07/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 128.500,00 TL'ye artırmıştır.
Davalı vekili, gerçek araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle sürücü değişikliği yapıldığını, sigortalı tarafından doğru ihbar yükümlülüğüne aykırı hareket edildiğinden olayın kasko teminat dışı olduğunu bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, dosyaya mübrez belgelerde araç sürücüsünün dava dışı .....olarak yazıldığı, dava dışı Salih tarafından Axa Sigorta şirketine yapılan hasar ihbar telefon kaydında "bir yakınım kaza yaptı" şeklinde beyanda bulunulması nedeniyle araç sürücüsünün kaza tespit tutanağında da sürücü olarak belirtilen ... olmadığının anlaşıldığı, başvuru sahibine ait sigortalı araçta meydana gelen hasarın sigortalı tarafından beyan edildiği gibi meydana gelmediği, hasar ile rizikonun uyumsuzluğu dolayısıyla TTK m.1446 hükmü ile getirilen ihbar yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu durumun şüpheye yer vermeyecek şekilde somut delillerle açık ve kesin biçimde ispatlandığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince davacının itirazının reddine karar verilmiş, davacı vekili karara karşı temyiz yoluna başvurmuştur.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir. Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan TTK.nun 1409/1. maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı Yasanın 1409/2. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.
Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartları ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10/12/1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16/12/1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22/12/2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilamları) Uyuşmazlık, rizikonun belirtilen şekilde meydana gelip gelmediği, dolayısıyla rizikonun teminat dışı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; davaya konu trafik kazasının 28/10/2018 tarihinde sigorta poliçesinin yürürlükte olduğu sırada meydana geldiği, kaza ile ilgili resmi görevli polis memuru tarafından kaza tespit tutanağı tanzim edildiği, tutanağa göre araç sürücüsünün dava dışı ... olarak tespit edildiği, davacı ... ve dava dışı ....'ın yolcu olarak bulunduğu halde tek taraflı trafik kazasının meydana geldiği, yolcuların ambulansla hastaneye sevk edildiği, araç sürücüsü ...'nın alkollü olmadığının tespit edildiği görülmüştür. Aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge olan kaza tespit tutanağı, soruşturma dosyası ve yukarıda anılan ilkeler gözetilerek, araç sürücüsünün kim olduğu hususunda gerekli araştırma yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken Uyuşmazlık Hakem Heyetince davacı tarafın başvurusunun reddine ilişkin İtiraz Hakem Heyeti kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.