![Hakkımızda](/uploads/kurumsal/legal-gcb63b6102_1280.jpg)
![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/1863
Karar No: 2022/7314
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/1863 Esas 2022/7314 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/1863 E. , 2022/7314 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; müvekkilinin davalı ...'dan alacağı nedeniyle 30/04/2011 tarihli çek aldığını, bu çekin 2010 Aralık ayının başında davalı ... tarafından keşide edilerek müvekkiline verildiğini, çek verildikten sonra davalının, adına kayıtlı taşınmazların tamamını borçtan kurtulmak ve alacaklılarını zarara uğratmak kastı ile diğer davalı oğlu ...'a sattığını belirterek dava konusu .... İlçesi .... köyü 101 ada 1404, 1502, 896, 1443, 491, 1643, 593, 714 parseller, 106 ada 1 parsel, 123 ada 16 parsel, 132 ada 1 parsel, Feke İlçesi, İslam Mah. 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin tasarrufların iptali ile cebri icra yapabilme yetkisinin tanınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar; ...'un yaşlı olması sebebiyle işlerini yürütmekte güçlük çektiği için mallarını yabancı birine satmaktansa oğluna rayiç bedel üzerinden sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulüne; ..... köyü, ..... mevkii 101 ada 1491-1502-1404 parsel, köy içi mevkii 132 ada 1 parselin dava dışı....... Karatosun adına, bağların başı mevkii 101 ada 714 parsel sayılı taşınmazı dava dışı....... oğlu .....adına, ..... mahallesi, ..... salağı mevkii 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazın .... Petrol Ürünleri Tar.Nak.Tem.Gıd. Inş.Tah.San.Tic.Ltd.Şti adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından bu parseller yönünden davanın reddine, Adana ili, .... İlçesi .... köyü ... 101 ada ... parsel, .... mevkii 101 ada 1643 parsel, .... mevkii 123 ada 16 parsel, .... mevkii 101 ada 593 parsel, .... mevkii 101 ada 896 parsel sayılı taşınmazların satışına dair yapılan tasarrufun iptaline, davacı tarafa Adana ili, .... İlçesi .... köyü Kayhan Mevkii 101 ada 1443 parsel, ..... mevkii 101 ada 1643 parsel, köyiçi .... 123 ada 16 parsel, .... mevkii 101 ada 593 parsel, .... mevkii 101 ada 896 parsel sayılı taşınmazlar üzerine Kozan İcra Müdürlüğü'nün 2012/2139 numaralı dosyasındaki alacak sebebi ile cebri icra yapabilme yetkisinin tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır.
Somut olayda, dava dayanağı takip dosyasında İİK'nun 105.maddesinde belirtildiği şekilde borçlu ...’un evinde yapılmış bir haciz bulunmadığı gibi İİK'nun 143.maddesinde belirtilen aciz belgesi de sunulmamıştır.
Bu durumda, davalı borçlunun aciz hali ispatlanmamış olduğundan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-İİK’nun 282. maddesi hükmü gereğince bu tür davalarda, davalı olarak borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Buna göre davalı olarak borçlu ile birlikte lehine tasarrufta bulunan üçüncü kişi ve bunlar tarafından devir halinde diğer üçüncü kişilerin yasal hasım olmaları gereği açıktır. Taraf ehliyeti dava koşullarından olup mahkemece öncelikle ve resen incelenmesi gereken hususlardandır.
Somut olayda, davalı borçlu ...’un eldeki dava açıldıktan ve karar verildikten sonra 08/02/2015 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının Feke Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/49-2015/57 sayılı ve Feke Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/30 – 2015/54 sayılı kararları ile murisin mirasını reddettikleri anlaşılmaktadır. M.K.'nun 605 ve devamı maddeleri uyarınca Zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden terekenin iflas hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Bu durumda, anılan mirasın reddi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmesi halinde mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir. Talep üzerine yapılabilirliği bu özelliğini ortadan kaldırmaz.(Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 27.1.1995 gün ve 1995/13145,1995/947; HGK'nun 29.1.1975 gün 1682-100 ve 3.7.2002 gün 15/572-577 sayılı kararları aynı doğrultudadır) Ayrıca yine murisin ölüm gününde terekenin borca batık olduğunun şayi ve sabit olması durumunda da miras reddedilmiş olacağından ve bu tespit için sınırlayıcı bir süre yasaca öngörülmediğinden bu yönüyle de mahkemece işlem yapılması imkanı vardır. Hal böyle olunca Mahkemece usuli işlemlerin yerine getirilip taraf teşkili temin edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
3-Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz.
Somut olayda davacının Kozan İcra Müdürlüğü'nün 2012/2139 sayılı takip konusu alacağı 30/04/2011 tanzim tarihli 200.000,00 TL bedelli çekten kaynaklı olup dava konusu tasarruf 17/12/2010 tarihinde yapıldığından tasarrufun bu borçtan önce yapıldığı görülmektedir. Ancak uygulamada alacak- borç ilişkisi daha önce başlamasına rağmen alacak için düzenlenen bono veya çek gibi kıymetli evraka sonraki tarihlerin atıldığı sıklıkla görülmektedir. Bu nedenle davacı alacaklı, borcun doğumunun takip dayanağı çekin tanzim tarihinden önce gerçekleştiğini ileri sürerse mahkemece alacaklıya bu konuda kanıt sunma olanağı verilmeli, gerekirse davacı alacaklı ile borçlu isticvap edilerek senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişki sorulmalı, gerektiğinde davacı ile davalı borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak borcun gerçek doğum tarihi tespit edilerek koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalıdır. O halde mahkemece, davacı vekiline takip konusu borcun doğumuna ilişkin temel ilişki konusunda delillerini sunması için süre verilmesi, sunduğu delillerin toplanması, davacı ve davalı borçlunun varsa ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, gerektiğinde davacı ve borçlunun isticvabı ile borcun doğumunun tespiti; daha önce doğduğu ispatlandığı takdirde buna ilişkin dava koşulunun gerçekleştiğinin kabulü,aksi durumun tespiti halinde ise borcun doğumu tasarruf tarihinden sonra ise davanın ön koşul yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekir.
Mahkemece bu maddi hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı tespit ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1, 2 ve3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ...’un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine, 18/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
![Hemen Ara Hemen Ara](/ara.png)