Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10169 Esas 2022/7334 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10169
Karar No: 2022/7334
Karar Tarihi: 18.04.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10169 Esas 2022/7334 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/10169 E.  ,  2022/7334 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 1. Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan kabulüyle yeniden hüküm tesisine ve davanın kabulüne ilişkin verilen kararın süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi istenilmekle, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

    K A R A R

    Davacı vekili; davacının 25/09/1998 tarihinde davalı nezdinde hayat sigorta poliçesiyle sigortalandığını, poliçe süresinin 15 yıl olduğunu ve davacının bu süre boyunca primlerini eksiksiz ödeyip emekliliğe hak kazandığını, davalının hiçbir bildirim yapmadan davacının biriken parasını ...'na aktardığını, davalının bu hukuka aykırı eylemi nedeniyle davacının zarara uğradığını belirterek, 11.138,00 Euro'nun 25/09/2013 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası'nın yabancı paralara uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili; poliçe süresinin 25/09/2013'te dolduğunu, toplam birikim tutarı olan 39.689,39 TL'nin 30/06/2016 tarihinde güvence hesabına aktarıldığını, gerekli bildirimlerin eksiksiz yapıldığını ve alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davalı sigorta şirketinin davacı poliçesi gereği oluşan birikim tutarı için gerekli usuli işlemleri yerine getirdikten sonra ...'na aktarımı yaptığı ve davacının davalıdan talep hakkı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, İstinaf Mahkemesi tarafından; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; yeniden hüküm tesisi suretiyle davanın kabulüne ve 11.138,00 Euro'nun dava tarihi olan 10/04/2017'den itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının yabancı para ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, taraflar arasındaki Dövize Endeksli Hayat Sigorta Sözleşmesi kapsamındaki davacı birikiminin davalı sigortacı tarafından ...'na haksız aktarımı nedeniyle oluşan zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Taraflar arasında 25/09/1998 başlangıç tarihli 15 yıl süreli, 25/09/2013 bitiş tarihli sigorta poliçesi tanzim edildiği, sigorta poliçesinin toplam birikiminin 11.138,00 Euro olduğu, davacının hayat sigorta poliçesine bağlı sigorta bedeli alacağının 25/09/2013 tarihinde muaccel olduğu hususları uyuşmazlık dışıdır.
    Davacının alacağının muaccel olduğu tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 1420/1. maddesindeki "Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482. madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar" hükmü ile iki yıllık bir zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Buna göre, 6102 sayılı TTK'nın 1420/1. maddesi uyarınca, davacının alacağının, 25/09/2013 tarihine iki yıllık zamanaşımı süresinin eklenmesiyle, 25/09/2015 tarihinde zamanaşımına uğrayacağı anlaşılmaktadır.
    Davacı taraf, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 33/B maddesi ve 08/10/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Özel Hukuk Hükümlerine Tabi Sigortalar Kapsamında Hak Sahiplerince Aranmayan Paralar Hakkında Yönetmelik" hükümleri gereği, davalı sigortacının davacının sigorta poliçesi kapsamındaki birikimini ...'na aktarmasının haksız ve usulsüz olduğunu iddia ederek, haksız aktarımdan kaynaklanan zararın giderilmesi istemiyle talepte bulunmuştur.
    Davacının dilekçesindeki anlatımları, davalı sigortacının ...'na yaptığı aktarımın usulsüzlüğü ve haksız aktarımdan kaynaklanan zararın giderimi şeklinde olmakla birlikte, sigorta poliçesi kapsamında davacının yaptığı ödemelerle oluşan birikim tutarı olan 11.138 Euro'nun tahsilinin istendiği görülmektedir. Bu itibarla; davacının davaya konu ettiği talebinin, sigorta poliçesine dayandığı ve sigorta bedelinin tahsiline ilişkin olduğu açıktır. Zira, davacının sigorta poliçesi kapsamında yaptığı ödemelerle poliçe gereği oluşan birikimin sigorta bedeli olduğu ve davacının bu tutarı dava konusu ettiği görüldüğünden, haksız aktarımdan kaynaklanan zararın giderimi ifadesinin kullanılması, davacının talebinin özünü değiştirmeyecektir.
    Açıklanan nedenlerle; davaya konu talebin özünü sigorta bedeli oluşturduğundan, TTK'nın 1420/1. maddesi gereği, alacağın muaccel olduğu tarihten sonraki 2 yılın sonunda (25/09/2015'te) davacı alacağının zamanaşımına uğradığı; dava konusunun, poliçe kapsamında oluşan birikim tutarı olduğu dikkate alındığında, bir rizikonun gerçekleşmesi sözkonusu olmadığından, TTK'nın 1420/1. maddesindeki altı yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasının da mümkün olmadığı; davanın 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra (10/04/2017'de) açıldığı ve davalı vekilinin yasal sürede zamanaşımı def'ini ileri sürdüğü gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle ve hukukun yanlış uygulanmasıyla karar verilmesi bozmayı gerekmiştir.
    2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazları ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazları ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca, dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 18/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara