Esas No: 2021/13045
Karar No: 2022/7285
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13045 Esas 2022/7285 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/13045 E. , 2022/7285 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı ...’e velayeten .... vekili Av. ... tarafından, davalı ...aleyhine 19/06/2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile UHH kararı kaldırılarak başvurunun kısmen kabulüne dair verilen 04/01/2021 tarih ve 2021/İHK-27138 sayılı kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR
Davacı vekili; 01/03/2019 tarihinde davacın yolcu konumunda olduğu ve davalıya trafik sigortalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucunda Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen rapor uyarınca %44 oranında malul kaldığını, davalı tarafından ödemenin eksik olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş; 19/10/2020 tarihli dilekçesiyle talebini toplam 172.046,13 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davacıya %30 maluliyet oranına göre 31/12/2019 tarihinde yapılan 199.158,00 TL ödemenin eksik olmadığı, sunulan maluliyet raporunun Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre geçerli bir rapor olmadığı, müvekkili sigorta şirketinin geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinden sorumluluğu bulunmadığı, kusurun ispatı gerektiği, kaza tespit tutanağının yolcu bilgileri kısmında başvuru sahibine ilişkin bilgilere ulaşılamadığını savunarak, başvurunun reddine karar verilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; başvurunun kabulü ile 172.046,13 TL tazminatın 10/03/2020 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince; davalının itirazlarının kısmen kabulü ile UHH kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle başvurunun kısmen kabulü ile 160.841,75 TL sürekli maluliyet tazminatı ve 2.425,08 TL geçici bakıcı gideri olmak üzere toplam 163.266,83 TL tazminatın 10/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 8.779,30 TL geçici iş göremezlik talebinin reddine karar verilmiş; İtiraz hakem Heyeti kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dava, trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. İtiraz Hakem Heyetince işin esasına girilerek davalının itirazının kabulü ile başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, dava şartı olan teminat hususu resen araştırılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.
Türk Hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tâbi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür.5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 48. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.” 5718 sayılı Kanun’da teminat gösterme yükümlülüğü konusunda “yabancılık” ölçütü esas alınmıştır. Buna karşın davalının veya kendisine karşı takibe girişilen karşı tarafın vatandaşlığı, bu madde kapsamında da bir öneme sahip değildir. Bu maddeye göre hakim tarafından verilen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava, dava şartı eksikliğinden 6100 sayılı HMK'nın 114/1-ğ maddesi uyarınca reddedilir.
5718 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 2. fıkrasında ise; “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” hükmü yer almaktadır.
Buna göre Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise, bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. Az yukarıda belirtilen anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup, anılan sözleşmenin 17. maddesinde; âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
Davacı Suriye uyruklu olup, Hakem Heyetince teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
5178 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 2. fıkrasında dava açanın karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden, öngörülen teminat hususu Mahkemece resen gözetilmelidir.
Şu halde İtiraz Hakem Heyetince, öncelikle davacının teminattan muaf olup olmadığı hususu Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünden sorularak davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için davacıya kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise, dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, doğrudan işin esasına girilmesi doğru olmamış, hükmün bu yönden resen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan ve resen görülen nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İtiraz Hakem Heyetine iletilmek üzere hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.