Esas No: 2022/588
Karar No: 2022/7273
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/588 Esas 2022/7273 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/588 E. , 2022/7273 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen 15/04/2021 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili; dava dilekçesi ve yargılamadaki beyanlarında; 05/07/2000 tarihinde Burdur E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bir kısım hükümlü ... tutuklunun idareye yönelik isyan başlattıklarını, olayda mahkumların bina ve eşyalara zarar verdiklerini, isyanın sabah saatlerinde başlayıp akşam saatlerinde lojman duvarının iş makinasıyla delinmesine kadar sürdüğünü, bu iş makinesi ile duvarda açılan deliğin hem mahkumların etkisiz hale getirilip dışarı çıkarılmalarını sağlamak, hem de yine mahkumların oluşturduğu olumsuz koşullardan onları kurtarmak amacıyla zaruri olarak davalıların sebebiyet vermesi neticesi açıldığını, davalılardan ...’ın kolunun koptuğu olayın da dava konusuyla doğrudan ilgisi olmadığını, davalıların hazineyi zarara uğrattıklarını, cezaevinde oluşan hasara ilişkin tespit yaptırıldığını belirterek, uğranılan zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Bir kısım davalı; davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk hükmün bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10/11/2020 tarihli ve 2018/1096 esas 2020/3825 karar sayılı ilamı ile “davalıların cezaevinde isyan çıkarmadıkları gibi kötü muameleye maruz kalarak yaralandıkları, ancak buna ilişkin etkin bir soruşturma da yürütülmediği, davalıların askerlere karşı güç kullanmadıkları, aksine askerlerin davalılara orantısız ve haksız güç kullanmaları nedeniyle davalıların kendilerini askerlerin saldırılarından korumak için barikat kurdukları, cezaevi duvarının askerlerce iş makineleri ile yıkıldığı, dava konusu eyleme ilişkin AİHM’nce etkin bir soruşturma yürütülmediği ve AİHS’nin 3. maddesinde düzenlenen işkence yasağının ihlal edildiğine karar verdiği anlaşılmakla, eldeki davada davacının tazminat isteminin bir dayanağı bulunmadığı, mahkemece açıklanan yönler, yasal düzenlemeler gözetilerek istemin reddine karar verilmesi gerekirken, AİHM’nin ihlal kararı gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle istemin kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı vekilinin diğer temyiz itirazına gelince;
Mahkemece bozmaya uyularak davalılar yönünden aynı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmiş, ancak kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasında “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmü bulunmaktadır. Yine Tarife'nin 13. maddesinde, “(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. (3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. ”şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davalıların zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak açılan davada, bozmaya uyularak mahkemece aynı sebeple davanın reddine karar verildiği ve davalılar hakkındaki ret sebebinin ortak olduğu anlaşıldığına göre, kendilerini vekille temsil ettiren davalılar yararına tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde ayrı ayrı hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına, 18/04/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.